18 Eylül 2008 Perşembe

TIMARHANEDE



Yaşlı adam: Neden buradasın?
Genç adam: Herkesin benden beklediği insan olamadığım için...
—Anlayamadım, ne demek istiyorsun?
—Babam benimle övünebilmek için çok iyi bir öğrenci olmamı istedi, ama ben iyi notlar getiremeyince benden utandı. Benim vasat bir öğrenci olduğumu kabul etmek istemediği için beni tembellikle suçladı. Oğlu, çoğu insan gibi sıradan olamazdı. Beni anlıyor musun?
—olmamı istediği insan olamadım. Beni ava götürdügünü anımsıyorum. Yanında arkadaşları vardı ve oğlunun gerçek bir erkek olduğunu kanıtlayabilmek için çok güzel bir geyiği vurmamı istedi benden.
—Kaç puan aldın?
—Hiç, sadece ağlamaya başladım ve beni bir daha ava götürmedi.
—Sonra...
—Babam benim kendisi gibi avukat olmamı istedi, ama annem, dayım gibi bankacı olmamı istiyordu, büyükbabam kendisi gibi marangoz, büyükannem ise din adamı olmamı, arkadaşlarım ise James Dean'a benzememi istiyorlardı.
—Başka?
—Kız arkadaşım her şey olmamı bekliyor, babası ise kızının gözündeki değerinin yok olmaması için benim hiçbir şey olmamamı yeğliyordu. Televizyondaki reklâmlar alkol kullanmam, arabalara ve kadınlara düşkün olmam için beni yüreklendiriyor, gece haberleri ise beni alkolizm, trafik kazaları ve AIDS konusunda uyarıyordu.
—Anlıyorum...
—Özür dilerim. Bazen kafam karışıyor. Lütfen beni bağışlayın. Siz ne kadar zamandır buradasınız?
—Ben hasta değilim, yeğenim birkaç aydır burada da ziyarete geldim. Beni anlıyor musun?
—Elbette anlıyorum, siz şu duvarın dışındaki tımarhanede yaşıyorsunuz...

Hiç yorum yok: