Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde, kalbur saman
içinde,
İnsan gözü görmemiş, ağaçları
kesilmemiş,
Ayılar, kaplanlar post diye
soyulmamış,
Sarıpapatyalarla, renk renk
çiçeklerle süslü, büyük bir ormanda hayvanlar huzur içinde yaşarmış. Ormanın
kralı, adil, iyi bir aslanmış. Bütün hayvanlar ondan memnunmuş. Akşama kadar
ormanda dolaşır hayvanları denetlermiş.
Aslan bir gün hastalanmış. Uzun bir
süre hasta yattıktan sonra iyileşmiş. Fakat artık ormanda dolaşamaz olmuş.
Sadece yuvasının önünde geziniyor bazen üzüntü içinde yerinden kalkmadan
saatlerce oturuyormuş.
Aslanın bir sıkıntısı olduğunu bütün
hayvanlar anlamışlar. Anlamışlar ama o hiçbirine üzüntüsünün sebebini anlatmıyormuş.
Aslan, bir gün yuvasının önünde kara kara düşünürken yanına Tilki yaklaşmış.
- Aman
kralımız sizin bir derdiniz var, neden kimseye söylemiyorsunuz? diyerek aslanın
sırrını öğrenmeye çalışmış.
Aslan hiç cevap vermemiş; ama tilki,
aslanın derdini öğrenmeyi kafasına koymuş bir kere. Onu kandırmak için bütün
gün dil dökmüş.
Aslan sonunda tilkinin ısrarlarına
dayanamamış.
- Sana
sırrımı söylerim söylemesine ama ya başkalarına söylersen, demiş.
Tilki:
- Asla!
Hiç başkasının sırrı açıklanır mı? Ölene kadar sıranızı saklayacağım, diye
çıkışmış.
Aslan ona güvenmiş ve derdini
anlatmış.
- Hani
aylar önce hastalanmıştım. İşte o hastalıktan sonra gözlerim iyi görmez oldu.
Her şey bulanık görünüyor. Onun için yuvamın önünden ayrılamıyorum.
- Geçmiş
olsun efendim, demişse de tilki sinsi sinsi ellerini ovuşturmuş.
Aslan;
- Aman
sakın kimse duymasın! Krallığımın elimden gitmesinden korkarım, diye tekrar
tembih etmiş.
Tilki, aslanın yanından ayrılır
ayrılmaz bütün ormanı dolaşmış. Hayvanlara aslanın gözlerinin iyi görmediğini
anlatmış. Laf dönmüş, dolaşmış aslanın kulağına da gelmiş.
Aslan, tilkinin yaptığı hainliğe çok
kızmış; ama iyi göremediği için bir türlü onu yakalayıp cezalandıramamış.
Tilki, aslanın etrafında dolaşıyor, aslanla alay ediyormuş.
Bir gün aslanın aklına bir fikir
gelmiş. Oturduğu yerden hiç kalkmamış.
Onu gözetleyen tilki;
- Hey
ormanların kralı yakala beni, göreyim seni, diye bağırmış.
Aslan ona doğru dönmeyerek;
- Seni
yakalamam mümkün değil. Gözlerim tamamen görmez oldu. Her yer simsiyah
görünüyor, demiş.
Tilki;
- Ya
öyle mi? diyerek aslana biraz yaklaşmış.
Bakmış ki aslanda bir kıpırtı yok,
iyice yanına yaklaşmış. Aslan birden üzerine atlayarak onu yakalamış. Tilki
aslanın oyununa geldiğini anlamış; ama iş işten geçmiş.
Aslan tilkiye ne ceza vermesi
gerektiğini uzun uzun düşünmüş. Sonunda onu ormandan kovmaya karar vermiş.
Tilki, ormandan kovulunca diğer hayvanların aslana olan saygıları tekrar yerine
gelmiş. Çünkü aslanın gözleri az görüyor olsa da ormanların kralıymış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder