Küçük kız, yaşlı komşu amcaya gülümsedi. Bu
gülümseme, o adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde
geçen günlerde kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen onu aradı, teşekkür edip halini hatırını sordu. Arkadaşı bu teşekkürden
öyle keyiflendi ki, öğle yemeğini yediği lokantadaki garsona o gün yüklüce bir
bahşiş bıraktı.
Garson, akşam eve giderken kazandığı paranın bir
kısmını her zaman aynı köşede bekleyen bir fakirin eline bıraktı. Bu yardımdan
o adam öylesine mutlu oldu ki, sevinçten havalara uçtu... Çünkü açlıktan midesi
fena halde kazınıyordu.
O fakir, eline geçen bu parayla karnını doyurduktan
sonra neşeyle ıslık çala çala bir apartmanın bodrumundaki odasının yolunu
tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altındaki kedi yavrusunu görünce kucağına
alıverdi hemen.
Küçük kedicik, gecenin soğuğundan kurtulduğu için
mutluydu. Sıcak odada gece boyunca o adamla oynadı durdu.
Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir
yangın başlıyordu. Dumanı koklayan kedi yavrusu öyle acı acı miyavlamaya
başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı. Anneler,
babalar yavrularını kucaklayıp dumanlar arasında dışarı fırladılar. Ölmekten
kurtulmuşlardı.
Kimse bilmiyordu ama bütün bunların hepsi küçük bir
gülümsemenin bereketiydi.
Evet, hayatı güzellikler için yaratan Allah (cc.),
küçük bir iyiliği böyle büyütüyor. Şu âyetler buna işaret ediyor, "Allah
karşılıksız yardımlar olan, sadakaları (iyilik, yardım) kat kat artırarak
bereketlendirir..." (Bakara, 276) Ayrıca Peygamberimiz (@) buyuruyor ki;
"Allah sadakayı kabul eder, ...onu sizin atınızın yavrusunu büyüttüğü
gibi büyütür; öyle ki, bir lokma büyüklüğünde bir sadakanın sevabı bile Uhut
dağı kadar oluverir..." (Buhari, Müslim) Hiçbir iyilik küçük değildir; bir
tebessüm de olsa...
Derleyen: Aslınur Bahar
Zafer Dergisi Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder