14 Nisan 2009 Salı

KASTAMONU TURU

Öncelikle Kastamonu'da bize gezerken eşlik edip engin bilgilerinden istifade etmemize izin veren güzel insan Uğur Akça beye buradan çok teşekkür ediyorum. Ömrü hayırlı ve uzun olsun.
Her sokağı tarihin bir kesitini bulduğumuz il Kastamonu. Candaroğullarından kalma han bile var ve şuanda restoren olarak faaliyet veriyor. El sanatları çarşıları, konakları, türbeleri, deresi ile küçük bir şehir Kastamonu. Yanlış hatırlamıyorsam 80 bin nüfusu var.

El sanatları çarşılarından birinde sandalyeye oturmuş dinlenen bir anadolu kadını. Beğendim ve resimledim.


Yılanlı Camii içerisinde bulunan İmam Geylaninin 4. oğlunun ve aile efradının türbesi. Yalnız ikisi hariç, onlar ailesinden değilmiş.


Yılanlı Camii girişi.


Nasrullah Camii şadırvanı.


Nasrullah Camii şadırvanının avlusunda bulunan güvercinler.


Yakuboğlu Külliyesi giriş bölümü ve Camii...


Yakuboğlu Külliye camii giriş kapısı.


Yatanın kim olduğunun belirtilmediği türbelerden birtanesi. İçeride 3 tane mezar var. Ama kimlere ait belli değil.


Kaleye aşağıdan bir bakış. Bu kime ait olduğu belli olmayan türbenin 10 metre kadar yukarısından çekildi.


Kaleden şehrin görünümü 1


Kaleden şehrin görünümü 2


Kaleden şehrin görünümü 3


Kaleden şehrin görünümü 4


Kaleden şehrin görünümü 5


Kaleden şehrin görünümü 6


Kalenin içerisinden bir görünüm. Fotoğrafın sol yanında iki tane top var ve Ramazan iftarları bu toplarla açılırmış hala...


Kalenin içerisinden görünüm. Bu demirle kapalı bölüm kaleden şehrin girişlerine ve hatta bir köyden çıktığı söylenen kuşatmalardan kaçış sağlayan gizli geçitmiş. Verilen bilgiye göre zamanın birinde askerler bu geçite inmeye çalışmışlar ancak oksijensiz kalmaları nedeni ile fazla ilerleyememişler.


Kalenin içinden bir görünüm daha... Yapılar oldukça yıpranmış görüldüğü üzere..


Kale dibinde bulunan evler. Giriş kapısı tarafında...


Kalenin giriş kapıları. İlk kapı birinci diğeri ise ikinci kapı.


Aşıklı Sultan'ın yanmış ayak uçlarını gösteren resmimiz. Kastamonuda bu türbeye ayağı yanık türbe diyorlar. Anlatıldığına göre göre çıkan bir yangında yanmış ayakları bu şekilde. Vücudunun da ayakları gibi hala diri olduğu söyleniyor.


Aşıklı Türbesinin giriş kapısı. Kapının üzerindeki bölümün ne kadar yıprandığı görülüyor. Bir kaç yıla kadar güvenlik görevlileri durmazmış türbede şimdilerde artık duruyorlar.


Işıklı Sultan türbesi. Anahtarı olmadığı için içeri giremedik.


Burasıda tadilatta olan türbe ve camilerden birisi içeri giremedik.
Birde fotoğrafını çekemediğim ancak mutlaka görülmesi gereken yer olan Şabanı Veli olsa gerek adı unutmadımsa buradaki müze ve türbe kesin gezilmeli..


Etnografya müzesi ve müzeden görüntüler. Bir konakta bulunan çeşitli odalar resmedilmiş mankenlerler, meslek ustaları resmedilmiş, patlayıcı silahlar, kesici silahlar, baskı makinaları gibi odalar var. Ben oda isimlerini not almadığım için yazmak zor ama az çok anlaşılıyor. Mesela beşik olan resimdeki oda gelin odası...
































Ha bahsetmeden geçmeyim, şaka mı gerçek mi bilinmez bu resimdeki Nasrullah Camii şadırvanındaki sudan içen Kastamonudan ayrılamıyor diyorlar. Ben içtim klorlanmıştı ama ayrıldım. Bakalım kaderimizde belki kastamonuda yaşamak vardır değil mi?
Unutmadan Bediüzzaman Said Nursi'nin kaldığı evide gezdik, şim iki odası var ancak. Sonra talebesi MEhmet Fevzi Efendi'nin kabride burada. Birde etli ekmeği meşhur. Böle bizim buralarda yanıç dediğimiz ekmeğin içine bizim gibi çökelek, ıspanak, haşhaş değilde kıyma koyuyorlar gördüğüm kadarı ile. Konya etli ekmeği gibi değil. Bizde pide deriz mesela... Konyanın etli ekmeğine ama o etli ekmek baya baya uzun ve büyük olurmuş sanırım. Bende duydum sadece :)
Kastamonudan girdik Çorum, Konyadan çıktık.
Çok güzel tarihi güzellikleri olan bir kent Kastamonu. Turizim danışma ve bilgi alma birimide var. Broşürde veriyorlar.

Hiç yorum yok: