26 Aralık 2011 Pazartesi

Davut Geldi Hoş geldi :)


Merhaba....Evimizin ennn miniği Davut doğdu.Çok şükür Rabbime....20 aralıkta aramıza teşrif etti.Sizlerle eşimin hazırladığı 2 resmi paylaşmak istedim.Hayırlısı ile en kısa zamanda görüşmek üzere.Rahmana emanet olasınız...

16 Aralık 2011 Cuma

Merhaba

Evettt arkadaşlar bu gün akşam Allah nasip ederse çoruma gidiyoruz.yarın kontrolüm var ve doktorumuzun son sözüne göre ya bir süre daha bekleyeceğiz veya bebişe merhaba diyeceğiz.hatta Son birkaç gündür hafif ağrılarım da var arada yatıp dinleniyorum.Geri kalkıyorum iş yapıyorum.Öyle idare ediyoruz.dün sabah eşim ve yusufun kahvaltısını hazırlayıp geri yattım. ağrım var dedim.
Eşim sancın mı var doğuracakmısın yoksa dedi.
yusufum ise ya anne neden doğuruyon şimdi 2 gün daha sabredemezmisin. o zaman çoruma gideceğiz zaten,gidince doğurursun işte dedi güldüm bende sadece tabi yavrum ben sabrederim dedim,beklerim :)
Belki bir süre çorumda kalmamızda gerekebilir.Hayırlısı bakalım.En kısa zamanda görüşmek dileği ile....Dualarınızda unutulmamak dileği ile :)

15 Aralık 2011 Perşembe

14 Aralık 2011 Çarşamba

12 Aralık 2011 Pazartesi

Hediye Çekilişi Ve Benden Haberler

Merhaba arkadaşlar bu gün takipçisi olduğum tiryaki nin blogunda yeni bir hediye çekilişi yaptığını gördüm.daha önceki çekiliş bana nasip olmuştu.Bu kezde olabilir :)neden olmasın ki :) helede şu son günlerde gayette güzel olur.bebişimin bahtına çıkar belki de.

Bu arada cuma günü kontrolümüz vardı çok şükür her şey yolunda ve normal. 1 hafta sonra yine kontrol var.Aksilik olmazsa aralık 19 gibi teşrif etmesi bekleniyor.ama tabi doktorumuz nasıl uygun görürse....Sabırsızlıkla bekliyoruz.Her şeylerimiz hazır vaziyette beklemekteyiz bakalım :) Rabbim darda koymasın....

6 Aralık 2011 Salı

Hamza ve Yusufca

Merhaba yine yine yeni ve kocaman ben karşınızdayım.oy oy oy ne kadarda zor şu son günleri geçirmek.oturmak kalkmak vede sandalyeye pc ye oturmak.Bu gün kendimi aşarak 3 konu birden ekledim dahada resimler hazır konu hazır.ama ben hazır değilim diye günlerdir bekleyen güzel konularımız çok şükür ki bu gün ekleniyor.Eklemeyi bekleyen konuları saymıyorum artık bir hayli arşivlik oldular ne zaman çıkar ne zaman eklenir bilemiyorum.hayırlısı bakalım.bu arada hamileliğimin 38. haftasındayım,sayılı günler kaldı hayırlısı ile sağlıcakla bitsin,geçsin artık.Her şey normal gelişimimiz çok güzel hem bebişin hem benim.Sadece kanım çok düşük onun için hiç sevmediğim ilaçlardan almak zorundayım.son günlerde sabah vede akşam olmak üzere 2 doza çıkarıldı kan ilacı,öncesinde ihmal edersen böyle olur işte :(



Bir kaç post öncesinde eklediğim kabak tatlımızın kabağı soyulmadan önce...
Önce şöyle bir hamza zorladı yok olmuyor bu ne kocaman bişey kaldıramıyorum off offf :) tabi görüntü süper hemen pozu yakalıyorum.ardından resim sever yusufum hemen atlıyor anne benide çek benide çek :) oda zorluyor ama koca kabağı kaldırıyor gerçekten.Ben oğlum belin acır masuscuktan kaldırmaya çalışıyo gibi yapta çekeyim diyorum oda masuscuktan zorluyor kaldıramıyo gülücükler eşliğinde.resimde belli olmuyor ama ilk süt dişimiz çıktı.hemde bi cesaret kendi çekiverdi günlerdir oynayan dişi :) açıkcası ben korkar diye düşünmüştüm ya cesaretli çıktı.yusuf kandan çok korkuyor,tabi çekerken dişinin kanadığını da hemen silip çaktırmadım bu sayede cesaretini kaybetmedi :) İkide aferim oğlum ne de çabuk çektin gazı ile deyme keyfimize :)



Bu güzelim resimdede arada azıtıp kavgalara,didişip çekişmelerine şahit olduğumuz iki kardeş uyumlu bir şekilde ders yapıyorlar.Bu sene 1 sınıfa başlayan yusufumuzla bizde eğitime aldık kendimizi.Çocuklar yine iyi sabırlı yapıyorlar çalışmaları,hamzada tabi abisi ders çalışırken elinde boyama kitabı,kalem,çiziktir Allah çiziktir .Abimizde dayanamayıp burda boyamanın inceliklerini öğretmeye çalışıyor



Tavuk sever hamza :) babannemizde iken yakalanmış bir poz.Hamzamız 3 yaş olacak.herşeyide biliyorda dile dökemiyor.Bu cuma nasip olursa doktora götüreceğiz.Söyleyebildiği kelimeleri not alıyorum aklıma geldikçe.Tamamen konuşmuyor değil ama yine de konuşmada problem var.Helede bu bir kaç haftadır el kol ve işaretleri fazla kullanmaya başlayınca bizim ağırdan alıp daha konuşur zamanla demelerimizi çürüttü.hazırcılığa alışmaya başladı..hayırlısı bakalım rabbim açsın yavrumunn dilini.



Büyüdükçe böyle doğal pozları yakalamak bir hayli zor oluyor.Zaten uyku ile arası olmayan yusufu nerdeyse zoraki yatırıyoruz.Sabah dinlenmesi ve kalkması için 9:30 da yatması gerekiyor.Ama her nasılsa yatma saati 10' kadar gidebiliyor :) zoraki yatan yusuf 5 dk içinde uyuyakalıyor ve işte böyle yorgun vede uykuya gerçekten dalmış oluyor.seslen seslen duymuyor.
şaşırıyorum hem yatma istemiyor hemde o kadar derin uyuyorki o yorgunluğa sabah kaldırmaya çalışıyorum
-Ama ben daha yeni yattım ne çabuk sabah oldu diyor :))


Okul çıkışı rutin babanın iş yerini ziyaret eden eve bir türlü gelemeyen yusuf :) ha bu arada bizim bıdık okuldan hızını alamayıp çok meraklı olduğu santranç kursuna katılıyor birde....
Azimli vede meraklı.zaten biz santrançı geliştirsin istiyorduk ki halk eğitimin açtığı kurslar arasında santrançta varmış anında daldık tabi ailecek :) okul çıkışı da kursa katılıyor.
İşte bizden en yeni haberler vede resimler bunlar.Sevgiyle sağlıcakla kalın :)
Bana da dua etmeyi unutmayın.Bebişimizle yeni resim ve konularda buluşmak dileği ile :)

Hayvanlı Tatlı Kurabiye



Malzemeler:
250 gr tuzsuz tereyağ,
1Su bardağı pudra şekeri,
1 su Bardağı hindistan cevizi,
1 yumurta,
2 Yemek kaşığı mısır nişastası,
1/2 paket(yarısı)kabartma tozu,
1 tatlı kaşığı sıvı yağ,
Aldığı kadar un,

Yapılışı:
Geniş bir kaba tereyağımızı koyalım,ılık odada yumuşamasını bekleyelim.Un hariç tüm malzemelerimizi kabımıza ekleyelim azar azar un ekleyerek yumuşak bir hamur hazırlayalım.4-5 parçaya bölelim.her bir parçayı yarım santim kalınlıkta açalım.Biz hayvan kalıplarımızla şekil verdik.Biz diyorum çünkü hamza ve yusufla kurabiye yaptık.yerler tezgah ve benim bıdıklar una bulandılar...Onları yatırdıktan sonrada kurabiyelerimizi pişirdim.ısınmış 170 derece fırında pişirdim.Çok leziz oldular bıdıkların eli değdi ondanmıdır nedir,pek kurabiye sevmeyen eşim bile çokça kurabiye yedi :)
Sanırım en kısa zamanda tekrar başka şekilllerde kurabiye yapacağım.Ben doğum dan sonra ikram için yapmıştım ama bitmek üzere.O yüzden yeniden ve bolca yapmak lazım :)
Afiyet şifa olsun sevgilerimle :)

Aşure


Malzemeler:
2 Su bardağı aşurelik(buğday)
1/2 Su bardağı nohut,
1/2 Su bardağı kuru fasulye,
1/2 Su bardağı pirinç,
1 Su bardağı kuru üzüm,
6-7 tane kayısı,
6-7 tane incir,
1/2 Su bardağından fazla parçalara bölünmüş ceviz,
1 Su bardağı süt,
16 Su bardağı su,
Süslemek için nar,
Şeker(istediğiniz kadar)tahmini benim aşureye 2 bardak kadar gitmiştir.Tadını ayarlayarak azar azar eklerseniz problem olmaz.

Yapılışı:
Akşamdan buğdayı tenceremize üstüne soğuk su ekleyerek ıslatalım,yine nohut ve fasulyeyi ayrı kapta ıslatalım.Ve Kuru üzümlerimizi de ıslatalım.Sabaha kadar hepsini bekletelim.Sabah Buğday,nohut ve fasulyeleri sularını bir kaç kez değiştirerek süzelim.Hepsini düdüklü tenceremize alalım.16 bardak su ekleyelim.Çok az tuz ekleyelim.Kapağını kapatıp ocağımıza koyalım.kaynamaya başladıktan sonra 40-45 dk kadar pişirelim.Ocağı kapatıp akan suyun altında düdüklünün havasını alalım.kapağını açıp karıştıralım tekrar ocağın üstüne alalım.Pirincini ekleyip iyice karıştıralım.10 dk sonra sütünü ekleyelim.Pirinçler biraz pişince Küçük doğranmış kayısı ve incir,Islatıp suyunu döktüğümüz kuru üzümler,ceviz de eklenir,10 dk daha pişirilir.Şekeri eklenip 5 dk karıştırarak dibe tutması engellenir.Ve ocaktan alınır.Kaselere koyulur.üstüne ben nar ekledim.nasıl süslemek isterseniz o şekilde süsleyip servis edebilirsiniz.
14 kase aşure oldu.hatta kaselerimin 9 tanesi de büyüktü.ölçüyü isterseniz yarım da yapabilirsiniz.

Not:Eklediğimiz süt aşuremizin renginin açık olmasını sağlıyor.Çünkü içine eklediğimiz incir ve ceviz aşuremizin renginin kararmasına sebep oluyor.

Ben aşureyi bu sabah pişirdim.Arşive kalkmadan ekleyeyim dedim :) arası soğuyunca eklemek zor oluyor.Komşularımla paylaştım.Arkadaşlarıma ikram ettim.hatta gelip gidip mutfağa dalıyorum 3 kase aşureyi kendim aşırdım :) Hamileliğin başından beri canım aşure çekiyordu.2 ayda bu benim 4. aşure pişirmem.
Ama çok leziz ya napayım :) sevgilerimle dostlarım :)

2 Aralık 2011 Cuma

KABAK TATLISI



MALZEMELER:Soyulup lokmalaık doğranmış kabak,Şeker

YAPILIŞI:
Kabaklarımızı 1 gün önceden derin bir tencereye koyuyoruz.Üzerine bir miktar şeker ekliyoruz.Ertesi güne kadar bekletiyoruz.Kabaklar suyunu salarak pişmeye hazır hale geliyor.Ya sobamıza yada ocağımıza alarak pişiriyoruz.Genişce bir tepsi yada borcama biraz ceviz serpip sıcak kabakları boşaltıyoruz.Üzerine yine istediğimiz kadar ezilmiş ceviz ekliyoruz...Tabi bol ceviz sever biri olarak ceviz işini abartmışım bile :).Tepsiye aldığımız kabağımızı soğumaya bırakıyoruz.Soğuduğunda servis ediyoruz.
Afiyet Şifa Olsun

HAYIRLI SABAHLAR

AYET-HADİS-DUA-VECİZE







RESİMLİ YAZILAR ÖĞÜTLER

22 Kasım 2011 Salı

Lahana Salatası



Malzemeler:
Orta boy lahana(çıtır olması gerek)
2 büyük havuç,
Garnitür(havuç,patates,bezelye karışımı)
konserve yada haşlanmış mısır,
Yoğurt,
Mayonez,
Tuz,
Salatalık turşusu,

Yapılışı:
Genişçe bir kapaklı kaba havuç rendelenerek eklenir,lahanalar ince doğranır.Turşu hariç diğer malzemeler eklenip karıştırılır.Servisten 2 saat kadar önce hazırlanıp buz dolabında dinlenmeye bırakalım.servisten önce salatalık turşuları doğranıp iyice karıştırılır.salatamız servise hazırdır.
Afiyet şifa olsun.

21 Kasım 2011 Pazartesi

AİLEDE SEVGİ



Dünyanın kurulduğu, hayatın var olduğu günden bu yana, insanlar, hasretlerini de vuslatlarını da "sevgi" sözcükleri ile ifade edegelmişler. Sevmeyi sevilmeyi, olmazsa olmaz ihtiyaçlardan yahut gerekliliklerden birisi ve hatta birincisi olarak görmüşler.
Öte yandan, yaratan ile yaratılanlar arasındaki ilişkilerin odak noktasına da sevgi yerleştirilmiş. Rahman ve Rahim olan Allah ile kulları arasındaki ilişkilerin iyi olduğu dönemlerde, medeniyetler, "sevgi medeniyeti" olmuş; kötü olduğu dönemlerde ise, "kaygı medeniyeti" haline gelmiş.
İşte bu yüzden; sevmeyi terkedenler, sevilmeyi kaybedenler bulundukları çevre ve ortamlarda krize, anarşiye, bunalıma düşmüşler. Huzuru, güveni, barışı arayanlar; sevmeyi ve sevilmeyi yeniden inşa ve ihyâ etmenin niyeti, gayreti içine girmişler.
SEVGİNİN TARİFİ TANIMI
Sevmek; "Bir şeye yahut kimseye karşı ilgi duymak, istekli olmak, ihtiyaç hissi içinde bulunmak" gibi anlamlara geliyor. Sevginin ileri derecesi daha yüksek ve yüce olanı; "aşk" yahut "sevda" gibi kelimelerle, kavramlarla ifade ediliyor.
Allah'ın güzel isimlerinden biri "Vedud". Anlamı ise "Sevmek ve sevilmek". Esmaü'l Hüsna'nın sadece birisi, yani "Vedud" ismi çift taraflı bir anlam içeriyor. Çünkü; Allah(c.c.) hem seviyor, hemde seviliyor yahut sevilmek istiyor.
Klasik kültürümüzde geçen ve "sevgi, bağlılık, muhabbet" anlamına gelen kelimelerden biri de "hubb". Dilimizdeki "mahbub, habib, muhabbet" gibi kelimeler bu kökten geliyor. Allah (c.c.), âlemlere rahmet olarak gönderdiği âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed (@)'e "habibim" diye hitab ediyor.
Bu kelimenin bir başka anlamı da "tohum" yahut "çekirdek". Çünkü sevgi; insanın kendisi ve çevresi, yani ilişki içinde bulunduğu herkes ve herşey için, ağartıp aydınlatan bir ışık, yıkayıp arındıran bir rahmet, birleştirip bütünleştiren bir bağ, besleyip büyüten bir gıda, üretip çoğaltan bir tohum, kazandırıp zengin eden bir sermaye demek.
SEVGİNİN GÜCÜ
Bazı şeyler, verdikçe azalır. Bazıları ise, paylaştıkça, ikram ettikçe çoğalır. Sevgi, harcadıkça artan, dağıttıkça çoğalan bir sermaye gibidir. Samimiyetle sarfedilen, ikram edilen, sevgi; saksılardan seralara, tarlalardan ovalara yayılan bir bolluk ve bereket gibi bire yediyüz verir.
Halil Cibran'ın deyimiyle, "Sevginin erişemeyeceği hiçbir uzaklık yoktur". Sevgiyle yola çıkan her yolcu; engelleri aşar, menzillere ulaşır, aradığını bulur. Sevgiyle kaynayan öze, sevgiyle bakan göze, sevgiyle söylenen söze ağaçlar, taşlar, kurtlar, kuşlar bile meyleder. Sevginin çaldığı tüm kapılar açılır ve "Buyurun efendim, hoş sefalar getirdiniz" der.
AİLEDE SEVGİ
Dinimizin ve dünya görüşümüzün ölçülerine göre; yetkileri kullanma, sorumlulukları üstlenme, imkanları dağıtma, ihtiyaçları giderme konusunda öncelik ve önem sırası yakından uzağa doğrudur. Dolayısıyla, sevme ve sevilme olgusunun öncelikle yaşanması ve yaşatılması gereken yer, aile kurumudur.
Sevginin en yüksek ve yüce olanının yahut olması gerekeninin muhatabı, Alemlerin Rabbi olan Allah'tır. İşte bu en yüksek ve yüce olan sevgi yahut sevgili ile aile efradına duyulan yahut duyulması gereken sevgi arasında yakın bir ilgi ve irtibat vardır.
Muhiddin Arabi, İlahi Aşk adlı eserinde: "Bir kişi Allah'ı seviyorsa, bunun ilk belirtisi eşini ve çocuklarını sevmesidir. Yahut, bir kişinin eşini ve çocuklarını çok sevdiğini görüyorsanız, bunun kaynağı Allah'a olan sevgisidir" diyor. Kadim kaynaklardaki sahih bilgilere göre. Allah ve Resulü, aile efradına duyulan sevgiyi ibadetlerin en yüksek ve yüce olanlarından birisi sayıyor.
Ailede sevginin türleri yahut çeşitleri; eş sevgisi, evlat sevgisi, annebaba sevgisi, kardeş sevgisi, akraba sevgisi olarak özetlenebilir. Yansımaları, yani uygulama alanları ve biçimleri ise; güzel söz söylemek, güler yüz göstermek, iyi davranmak, nazik ve kibar bir biçimde hitab etmek, sevdiklerini sevmek, değer verdiklerine değer vermek, sevinçlerini ve kederlerini paylaşmak, onlar için fedakarlık yapmak, gerektiğinde sabır ve anlayış göstermek, hediye etmek, ikramda bulunmak, özür dilemek, teşekkür etmek, ilgi göstermek, iletişim kurmak... gibi başlıklar altında sıralanabilir.
SEVGİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Sevgi bir rahmet ve bereket olduğuna, sunuldukça büyüyüp çoğaldığına göre; örtülüp saklanması gereken bir şey değil, açığa vurulup ifade edilmesi gereken bir fazilettir. Nitekim, her hususta rehberimiz, önderimiz olan Peygamber (@) ashabı kiramdan birini çok sevdiğini söyleyen bir kimseye, "Gidip ona söyle. Senin kendisini çok sevdiğini bilsin" demiştir. Ancak, geçmiş zamanlarda olduğu gibi, günümüzde de sevginin önünde bir takım uzun ve yüksek atlamak engeller bulunmaktadır. Yerleşik hale gelmiş bazı örflere, âdetlere ve geleneklere göre; eşlerin birbirlerine yahut çocuklarına karşı duydukları sevgilerini, ilgilerini başkalarının yanında dil ile veya hal ile ifade edip açığa vurmaları; ayıp, günah ve hatta hakaret olarak görülmektedir.
HAYDİN SEVGİYE
Şurası muhakkak ki; aile fertleri olarak, bizler birbirimizden hoşnut kalmadan, Rabbimiz bizden razı olmayacak. Birbirimizi sevgiyle kucaklayıp kaynaştığımızda, hayatın çekilmeyecek kahrı kalmayacak.
O halde haydin sevmeye kendimizden ve yakın çevremizden başlayarak, Yaratan'ı ve yarattıklarını açık, net, kesin ve coşkulu bir biçimde sevip; dilimizle, halimizle olabildiğince belli edelim.
Şu küçük ve büyük dünyamızın üstüne sevgimizi yağmur gibi yağdırarak, güneş gibi çağdırarak; başta evimiz ve ailemiz olmak üzere, içinde bulunduğumuz tüm çevre ve ortamları, cennet bahçelerinden bir bahçe haline getirelim.
Zekeriya-Saliha ERDİM

14 Kasım 2011 Pazartesi

Farklı Makarna


Merhaba arkadaşlar alışılmışın dışında bir makarna pişirme tekniği ile birlikteyiz.tv programı sunuyorum sanki :)
Neyse benim makarna pişirirken genelde tercih ettiğim bir yöntem bu.suyunu dökmüyoruz kendi yağı ve suyu ile pişiyor.Zaman olarak biraz daha fazla pişiriyoruz,suyunu çekmesi gerekiyor.
Malzemeler:
İstediğiniz bir makarna çeşiti,Kişi sayısına göre kase ile ölçülür,
Su,
Tereyağ ve sıvıyağ,
Yapılışı:
Pilav tenceremize bir miktar sıvıyağ,1,5 yemek kaşığı tereyağ ekleyelim yağı eritelim.Makarnamızı ölçüp yağımıza ekleyelim.Karıştırararak pirinç kavurur gibi kavuruyoruz.Suyumuzu yine ölçerek makarnamıza ekliyoruz.Makarna bir kase ise suyunu 2 kase olarak ölçüyoruz.Tuzunu ekliyoruz.isteğe göre baharat,tuzot eklenebilir.kapağını kapayıp arada karıştırıyoruz.suyunu çekene kadar pişiriyoruz.

Not:Yaz mevsiminde makrnanın kavurma işlemi esnasında doğranmış yeşil biber eklenir birlikte kavrulur.sonra içine rendelenmiş domates eklenir.1-2 dk daha karıştırarak suyu eklenir.çok leziz bir makarna oluyor.

Afiyet şifa olsun

Uyuyan Bebekler