27 Ekim 2010 Çarşamba

Bir Demet Hamzaca :)



Nereden başlamak lazım bilemesemde şöyle ortaya karışık bir hamzaca post eklemek istiyordum uzun zamandır.Bu akşama nasipmiş :) Akşam yemek sonrasında küçük beylerle oyun oynadık.oyun faslından sonra meyvemizi de yedik hastalıklara karşı kuvvetlenelim diye :) Hamza tam bi mandaline hastası :) ama yerkende şöyle parmaklarından akan damlacıklar her yerleri ve kıyafetlerini mandalina esansına buluyor doğrusu :)

Daha sonra babamız nöbeti devraldı oyun oynamak için. mutfak masasında hafıza kartları ile oynayacaklar yusuf ve babası geçti.2 sandalye var hamza açıkta kalmış bense yeni pc başına geçmişim.Ama hamza gelmiş sandalye istiyor.istemesi daha da komik açmış o bıdık elleri belimden kavrayıp beni kaldırmaya çalışıyor.ıhh ıhh zorluyor ama nafile kocaman anne kaldırabilirmi parmak kadar yavrucak.....yüzümde tebessümlerle kalkıyorum yana çekiliyorum ne yapacak diye bu sefer boyuna bakmadan koca sandalyeyi kaldırmaya çalışıyor....artık büyüklük edip küçük beye yardım ettim.oda abisi ve babasına eşlik etmek için çıktı sandalye ye....oyun oynadılar tabi kurcalama karıştırma,oyun bozan rolünde hamza başrollerde :) sonrasında oyun bitti babası yusufa kitap okuyor hamza hopla zıpla kıpır kıpır.civil civilde sesler çıkarıyor,hatta ses değil çığlıklar....Allahım ne alem çocuk.

Abimizde su çiçeği olduğu için evde ve dinlenmede.Her yerleri kıpkırmızı lekeler,halsiz,iştahsız,ateş var balon balon oluyor tüm vücutta kırmızılıklar.Geçermiş ama iz bırakıpta geçermiş,Okula gidemiyor.alışmıştı çok özledi arkadaşlarını ve öğretmenini.Rabbim şifa versin.3 gün oldu hamzada da her an çıkabilir dedi doktor ama şu an bişey yok.Gözlem altında tutuyoruz onu da... abisi de ilaçlarını kullanıyor ve bolca meyve yedirmeye çalışıyorum.en azından bünyesi kuvvetlenmiş olur diye düşünüyorum.Vitamin deposu meyveler :)Bu resim 3 gün önce çektim plastik hayvancıklarımız var onlardan ata binmeye çalışıyor.ama bir türlü başaramıyor.at o oturmaya çalışınca yere düşüyor.asabi ya beyefendi kızıyor,bağırıyor.
En sonunda binmekten vazgeçti.oturduğu yerden oynamaya karar verdi :)
Dün hastaneye gittik hamzanın aylık kontrolü vardı abisi de su çiçeği için muayene olmaya götürdük.Hastanede yine çığlık çığlığa koşuyor keyif oluyor.tutabilene aşk olsun.kucakta fialn durmak istemiyor alıyorum bana kızıyor indir diye....o dolanıp dururken yaşlı bir amaca muayene odasından çıktı geçenken hamzanın sırtına iki kez pat pat vurdu sevme maksatlı,sonra amca döndü gitti ama bizim oğlan şöyle bir döndü baktı baktı el havada ahhh ahhha ahhh bağırıyor.ne vuruyon be der gibi kafa tutuyor adama :) şimdiden böyle nolacaksa :)

azıcık kanepeye uzan hemen tepene çıkıyor sırtıma binip deh deh diye çığlıklar atıyor.del(gel) diyoruz yine hele de evden dışarı çıkacaksak.montu göster yetiyor.başlıyor del del del demeye abisiz çıkmıyor dışarı filan ille oda gelecek.gelene kadar del demeye devam ediyor.ha birde eğer meyve şeker çikolata vereceksem abiyede istiyor.Vermezsem abisini del nidaları ile çağırıyor.o gelene kadar devam,daha olmadı yanına gidip getiriyor :) benimde çok hoşuma gidiyor doğrusu....Köpek dişlerimizin 3 tanesi birden çıkıyor.çok şükür sıkıntıları geçti.damak yarılmış,kalan bir köpek dişi ve azılarda ne zaman teşrif ederlerse artık.Bize biraz mola verdirsinlerde az bu akşamlaarın keyfini sürelim değil mi?

yine başrollerde ya bu seferde gelmiş huuup uuuu huuuppp :) bacağımdan tutmuş kucağıma gelecek oda yazıp kurcalayacak tuşları sonra yine geliyor kolumu öpüp geri gidiyor.bi daha geliyor kolumdan tutup ıhhh zorlayarak kaldırmaya çalışıyor...Bi abiye gidip ona sarıyor rahatsız ediyor ,bi kitap okuyan babaya,bir bana geliyor şurda aşk ve şevkle yazı yazmaya çalışıyorum.Gece olunca daha bi hareketleniyor sanki yorulup uykusu gelmesi gerekirken.Çoştu bu akşam yine :)

Her anları güzel,yüzümüzde tebessümlerle ziliyorum gözlemliyorum.Rabbim herkese tattırsın.Biraz uzun bir yazı oldu umarım sıkmamışımdır sizi.sonsuz sevgilerimi sunarak bu akşamlık veda ediyorum sizlere.Hayırla kalın, mutlu kalın :))
ben yazımı bitirdim babası da hamza abisini çok rahatsız ediyor uyutmuyor diye beşiğine yatırdı.uyku vakti Herkese hayırlı geceler,Tatlı ve mutlu rüyalar :))
Yuucel_19

26 Ekim 2010 Salı

Ispanaklı Fincan Kek


Daha önce meyve şekerlemeli ve kakaolusunu denemiş çokta memnun kalmıştım.Bu gün Su çiçeği çıkaran oğlum okula gidemedi.bende ona vitamin deposu ıspanaklı bir kek yaptım.Ben sevdim.misafirlerimiz içinde uygun bir tarif hele şöyle fincanla servis yapıp kaşık kaşık kek keyfi süper oluyor :)

Malzemeler:
2 yumurta,
2 çay bardağı toz şeker,
1,5 çay bardağı süt,
1/2(yarım)çay bardağı sıvıyağ,
1/2 çay bardağı robotta çekilmiş ıspanak,
1 çay bardağı hindistan cevizi,
1 paket vanilya,
1 paket kabartma tozu,
4 çay bardağı un(azar azar ilave edin fazlasını koymayın,benim yumurtalar büyük olduğu için 4 bardak uygun geldi)

Yapılışı:
Derin bir kapta tüm malzemeler karıştırılır.Çırpılır,birbirine iyice karıştışınca fincanlara eşit paylaştırılır.Fincanlarımızı tenceremize yerleştirip,tencereye yarıya kadar su koyulur.


fincanların üstüne kağıt havlu veya temiz bir bez parçası(havlu,tülbent)kapatılıp tencerenin kapağı sıkıca kapatılır.Ocağımızın altını çok açıp kaynamasını bekliyoruz.Suyun kaynama sesini farkedince,ocağımızın altını kısıp 25 dk bu şekilde pişmesini sağlıyoruz.Süre dolduğunda ocağı kaptıyoruz.kapağı açmadan 15 dk daha bekletiyoruz..
Sonrasında kapğı açtığımızda :) sürprizzzz kekimiz hazır.İsterseniz üstüne pasta süsü serpiştirebilirsiniz.
Afiyet şifa olsun :)

Not:Ben büyük pilav tenceresinde pişirdim ve türk kahvesi fincanlarımı kullandım.Saplı olan fincanımın birinin sapı sıcaklığa dayanamayıp düşmüş.Fincanlar Hassas ve ince malzemeden yapılmışsa denemeyin derim.Kekinizde Daha belirgin yeşil renk isterseniz süt 1 çay bardağı yapıp,ıspanağı 1 çay bardağı olarak denerseniz Daha iyi olabilir.ıspanak yemeyenlere mükemmel lezzette bir kek.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Parmak Kukla-1

Anasınıfı için öğretmenimizin anneler için verdiği ödev olan parmak kuklalarımızı yaptık :)) Çokta değişik kuklalar ortaya çıktı.Şimdilik kendi yaptıklarımı ekliyorum.Eee bizim parmak kuklalarımızın konu mankenleri de yusuf ve hamza oldular.Çokta keyifle bir kaç poz çektik.Kuklalarımız nasıl olmuş Arkadaşlar :)

Ve En kısa zamandada diğer arkadaşların yaptıkları parmak kuklalardan ekleyip sizlerle paylaşmak istiyorum....

Çilli horozumuz ve hamza :)
Yusufumda bu resimde pek hoşnut görünmesede....Ben ördükçe denedi,heveslendi durdu....bana motivasyon bile yaptı.Anne çok güzel yapıyorsun dedi :) bende bu gazla 5 tane parmak kuklayı bitirdim.Çok keyifliydi doğrusu...Çilli horoz,inek,ayıcık,köpek,kızıl saçlı parmak kız yaptık....



23 Ekim 2010 Cumartesi

Esat Kabaklı-Oğul

Eşimin hazırlamış olduğu Klip.İyi seyirler arkadaşlar :)

22 Ekim 2010 Cuma

Hamza ve süpürge :)

İzleyin ve gülün arkadaşlar.Yaramaz beyefendi hem çok merak ediyor hemde çok korkuyor elektirikli süpürgeden :)Aylardır bir türlü yakalayamadığımız video işte en sonunda sizlerle



yuucel_19

21 Ekim 2010 Perşembe

Merhaba Ben Geldimmm

Arkadaşlar biz evimize geldik çok şükür.İzinde idik 1 hafta kısa bi ankara ve çorum ziyareti yaptık.Kısada olsa evimi çok özledim.Geldik ama bi türlü bloga ekleme yapamadım.Dün akşam hazırladığım konu ve resimleri internetin azizliği ile sabaha ertelemek zorunda kaldım....?Ankarada çok resim çekemedik.Hava zaten bir hayli kapalı ve puslu idi...Bir gün dışarı çıkma fırsatımız oldu o günde muhteşem bi hava güneş vardı...İşte bunlarda biri de...Mehmet akif Ersoyun kaldığı evmiş...Yanından geçerken çektik ki bloga elimiz boş dönmeyelim :)



Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara’da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara evidir. Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünün sınırları içinde yer alır.

Vaktiyle Taceddin Dergahı olan bu yapı, Taceddin Şeyhi tarafından savaş yıllarında Mehmet Akif’e tahsis edilmişti. Yapı 1949′da şehir meclisi kararı ile müze-eve dönüştürüldü ancak uzun yıllar harap durumda kaldı. 1982 yılında yeniden onarıldı ve 1984′te ziyarete açıldı.

Müze-ev’de Mehmet Akif Ersoy’a ait cep saati, gözlük, tesbihi, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı müzede teşhir edilen eserlerdendir.

Evin karşısında 2003 yılında yapılmış olan Mehmet Akif’in büstü ile İstiklâl Marşı’nın ilk iki kıtasının yazılı olduğu bir kitabe yer almaktadır.

Umarım yanlış aktarım yapmamışımdır.Yanlışım varsa düzeltin lütfen....


Bu kırmızılı beyefendi de ana sınıfı öğrencisi olan oğlumuz yusuf.Neden bilmem ben çok yakıştırıyorum çocuklara bu kıyafeti.Ben büyüyorum edası ile sanki.Bu resimde yusufun ilk vesikalık fotoğrafı...Okulu ve öğretmenini çok seviyor.uyumayı ve sabahta erken kalkmayı sevmeyen yusuf artık erken yatıp erken kalkıyor :)etkinlikler oyunlar,oyun eğlence dolu...seviyor kısacası okula gitmeyi.Ha bu arada bizlerde ara sıra ödev alıyoruz.Öğretmenimiz ödev verdi örğü parmak kukla yapılacak.iki gündür parmak kukla yapımı çalışmalarım var.sizlerlede resimleri paylaşacağım inşaAllah en kısa zamanda.


Yine ankara semaları ve Hacettepe üniversite kampüs sınırlarından yemyeşil çimler eşliğinde yusufcuk :)


Her ne kadar tasvip etmesemde babası her traş olmasında yusufumda bu hallere bürünüyor.Bende traş olacam nidaları ile.Hatta dün aile boyu bu hale girdiler abisi yüzüne sürerde hamza geri kalırmı.



Küçük bey bayılıyor pc ve laptopa.Evde ona çok düşürmüyoruz.Oda bizim verdiğimiz kısa bir arada hemen geçmiş başına bide ben basabiliyorum havası varki bayıldım bu haline :)


Fındık burunlu diye seviyorum ben onu gerçekten küçücük ve yüzünde kayboluyor sanki gözlük bile durmuyor :)Bu arada gözlük düşmanı yada seveni demek daha doğru olur sanırım.Bu heves ve merakla 2 ay kadar önce babasının gözlüğünü kırdı,Takınmış olduğu gözlükte benim oluyor.Kırılmaya aday...Akşam ben onu severken çekip kaptı gözlüklerimi kendine takmaya çalışıyor.Ahh birde durdurabilse :)) Çok şeker çıkmış değil mi?


Resimdeki yusufun bebeklik kitabı idi şimdi hamzaya miras.Ama abisi kadar özenli davranmıyor.ters çevirmeler kalemle çizikler atmalar.Ne kadar dayanacak bakalım..Zavallı kitapcık.Kitabımızda hayvanlar var.Bunlardan kediye pisi pisi diyerek anlatıyor.Köpegi gördüğünde hav hav diyor.Her ne kadar resminden tanıyamazsada inek sesi çıkarıyor.moooo diyerekten,nerdeyse bütün kitapta mooo sesi çıkarıyor..Hatta bu resmide o moo derken çektim.hamza bak deken bu pozu yaklamışım.Sanki Anne ne uğraştırıyorsun beni biliyorum işte hepside mooo bunların diyor...Hala çok konuşmuyor.Dün akşam pil ve ne dedi...Artık konuşur umudundayız.Söyleyebildikleri:Baba,mama,dede,pisi pisi,hav hav,bop(top)mooo,boo(yok,bitti) kendine en gerekli sözcükleri kullanıyor...kalan kelimeler yok maalesef....


Bu resmimizde Ankarada Hasan dayısının evi.yatmadan önce...Bu arada hava soğukta olsa güzeldi ya Ankara ziyareti.abimi yengemi görmüş olduk.Çocuklarda mutlu oldu ben abimlerde sevindi diye tahmin ediyorum.Dayısına dayı diyemeyen hamza dediii dediii diye dayısının peşinde gezdi.biz ilk etapta dede diyor sansakta :) Hamzaca dayı demek oluyormuş...

Şimdilik Bu kadar Arkadaşlar..Mutlu kalın :)

Yuucel_19

AYET-HADİS-DUA-VECİZE




RESİMLİ YAZILAR

8 Ekim 2010 Cuma

Kısa bir süre yokuz



Havaların bozupta içimiz bile kararttığı bu günlerde sizlerle bu güzelim çiçekleri paylaşmak istiyorum arkadaşlar.1 hafta kadar burda olmayacağız.Döndüğümüzde yeni konu ve paylaşımlarla birlikte olmak ümüdi ile.Hepinize kocaman kocaman mutluluklar diliyorum.

AYET-HADİS-DUA-VECİZE







RESİMLİ YAZILAR