28 Eylül 2010 Salı

Yusuf ve hamza her telden



Merhaba arkadaşlar....Eklenmeyi bekleyen bir sürü konu ve resimden birkaçını daha ekleyeip paylaşalım istedim.Yukardaki resimde 3-4 ay önce halk kütüphanesindeki görevlinin Şirin yavrumuz yusufa vermesi ile keşfettiğimiz.Meraklı minik dergisinden bir sayfa.tabi bizim yusuf Etkinliklere kendince bir yenisini daha ekledi.Anne kral tacı yapıyorum diyerek yola çıktı.eee abimiz yaparda hamza taçsızmı kalsın.mümkün değil.Hemen ona da bir başka boş kağıttan yaptığımız taç ile iki minik kral adayı :)...Abonelik işlemlerini gerçekleştireli 1,5-2 ay olmasına rağmen hala dergilerimiz gelmedi.Umarım en kısa zamanda elimize geçer.Meraklı minik dergisi Okul öncesi için çocuklarımız için biçilmiş kaftan.konuları resimleri,etkinlikleri çocuklara hitap ediyor... tabiii biz büyüklerde keyifle çocukları ile yapabileceği güzel konular var.


Kral yusuf :)) Ne yapsalar yakışıyor....



Bu da salatalık kralı hamza :)) çok şirin....hamzamız 21 aylık oldu.2 yaş olmak üzere.yaramaz bir o kadarda muzip ve şirin...Hala çok fazla konuşmayan oğlumuz.Neden bilmiyorum hep imalarla mimiklerle her derdini anlatan.her dediğimizide anlayan oğlumuzun kelime hazinesi 10 geçmiyor hala.Hamzanın bu aralar keyifle taşıdığı babasının asker fotoğraflarından bir tanesi,ve bu sabah yine elinde baba,baba nidalarıyla kahvaltı sofrasına geldi.Ben baba nerde hamza deyince.bizim beklediğimiz cevap yada( işaret demek daha doğru olur).Fotoğrafta babasını işaret etmek,göstermek olacak sanmıştık.baktı güldü ve babasını işaret ederek yanına gitti.Babaaa dedi Ne komik :),ne alem ya...
Yine bundan birkaç gün önce bez değiştirmek için yatırdım abisi ıslak mendil getirdi.yanımızda bekliyor.ben fark etmeyince heyyyy getirdim dedi.Hamzada arkadında zoraki bi heeayy sesi çıkardı.bende hamza hadi hey d,yorum oda heayy diyor.Ben yineliyorum o yine heayy diyor.birkaç tekrardan sonra hamza hadi anneee de diyorum.yaramaz bi bakıp muzip bi gülüş atıyor babaaaa diyor.Gelde sıkma, mıncırma yaramazı :).Anne demiyor hala,ısrarla baba diyor banada abisinede....mezun olacak baba kelimesinden :))
Ve hamza ile ilgili bu günlük son anlatımım :)dün akşam pcde resimlere bakarken meyve resimnleri çıktı.hamzanın tepkişi ise şöyle ellerini pc ye doğru uzatmış agzı ile şapırtılar çıkarıyor mam, mam,mam diyerek meyve istiyor.resmi değiştiriyorum.susuyor yine meyveleri açıyorum tepki yine aynı.Allahım ne müthiç bişey bu :))


Balkonumuzdan güzel bir ortaköy manzarası...

Yaptığı her işte annesine yardım etmeye bayılan oğluşum.En sevdiğimiz çiçek ekmek hazırlığıyla meşkulüz...Nasılda ciddi :)Dikkatle yapıyor işini :))

Ekmeğimizde süper leziz oldu doğrusu....Şimdilik hoş kalın mutlu kalın dostlar.....

26 Eylül 2010 Pazar

ÇOCUĞUNUZA EVET VEYA HAYIR DEMEDEN ÖNCE İYİ DÜŞÜNÜN!


Çocuk bir istekte bulunduğu zaman, anne baba “evet” veya “hayır” demeden önce bu isteğin ihtiyaç olup olmadığını, eğer gerçekten ihtiyaç ise, yeri ve zamanı olup olmadığını düşünmeli; ondan sonra bir karara varmalıdır. Anne baba kural koymada ve bunları uygulamada yetkilidir. Kural koyarken düşünmeli, kuralı uygularken kararlı olmalı, söylediği ve çocuktan yapmasını istediği şeyi gerçekten kastetmiş olmalıdır.
Çocuğunuzun onu etkili bir şekilde yönetmenize ihtiyacı var. Sorumluluk ve iç denetim kazanıncaya kadar sizin rehberlik yapmanız gerekiyor. Çocukların güvenebilecekleri bir gücünüzün ve otoritenizin olması çok önemli. Onlardan size itaat etmelerini beklemek başka, itaat etmelerini istemek başkadır. İtaat etmelerini beklemeyin, kararlı bir ses tonuyla itaat etmelerini isteyin.
Bir anne çocuk parkında beş yaşındaki oğlunu salıncakta sallıyordu.
Anne: “Çok geç oldu gitmemiz gerekiyor.”
Çocuk: “Lütfen biraz daha kalalım. Hadi beni salla.”
Anne: “Olmaz! Benim eve gidip temizlik yapmam gerekiyor.” (Çocuğu ağlamaya devam eder.)
Çocuk: “Ne olur anne biraz daha kalalım!”
Anne: “Peki 5 dakika daha...”
Çocuk: “Tamam.”
5 dakika sonra.
Anne: “Vakit doldu, salıncaktan inmeni bekliyorum.”
Çocuk: “On kere daha salla.”
Anne “Beş kere!”
Çocuk: “On kere lütfen!”
Anne: “ 1, 2, 3, ...... 10. Tamam artık gidiyoruz!” (Sallamaya devam eder.)
Çocuk: “Beş kere daha lütfen!”
Anne: “Hayır, şimdi iniyorsun!”
Çocuk: “Lütfen!”
Anne (Kızgın ve yüksek bir ses tonuyla): “Şimdi dedim!”
Çocuğu kollarından tutup salıncaktan indirir. Elinden tutmuş götürürken söylenir: “Neden beni dinlemiyorsun? Neden parka getirdiğime pişman ediyorsun? Neden bu kadar bencilsin!..”
Çocuklara kurallar ve sınırlamalar hakkında bilgi vermek elbette iyidir. Ancak her zaman açıklama yapmanız gerekmez. Siz açıklama yapsanız da çocuk kontrolü elinde tutmak ve sınırı zorlamak ister. İstediğiniz veya söylediğiniz şeyi gerçekten kastedip kastetmediğinizi test eder.
Yukarıdaki olayda anne “çok geç oldu gitmemiz gerekiyor” dediğinde çocuk annenin gerçekten gitmeyi kastedip etmediğini test etmek için yalvaran bir ses tonuyla “lütfen biraz daha alalım, hadi beni salla” dedi. Anne gitmeleri gerektiği konusunda açıklama yaparak kontrolün çocuğa geçmesine yol açtı. Anne gerçekten gitmeyi kastettiğini belli etmek için kararlı bir ses tonuyla şöyle demesi gerekirdi:
“Çok geç oldu gidiyoruz!”
Çocuğun yalvarmalarına aldırmadan ve salıncaktan inmesini beklemeden yürüyüp gitseydi kontrolü elinde tutacak, kararlılığını pekiştirmiş olacaktı. Çocuk da ister istemez annesinin peşinden gidecekti.
Tahmin edeceğiniz gibi, annenin kızması, bağırıp çağırması, kolundan tutup salıncaktan indirmesi çocukta bir davranış değişikliğine yol açmayacak; başka olaylarda yine sınırı zorlayacak, kontrolü elinde tutmaya çalışacaktır.
Çocuklar deneyerek anne babalarının (özellikle annelerinin) ne zaman istediği şeyi gerçekten kastettiğini çok iyi bilir; kastedene kadar beklerler. Anne baba farkında olmadan bir isteği üç-dört defa tekrarlar, sonunda sinirlenip istediğini bağırarak söyler. Çocuk, bu bağırmadan, “İşte şimdi yapmam gerekiyor” mesajını alır.
Baba küçük kardeşini rahatsız eden dört yaşındaki oğluna seslendi:
“Hüseyin kardeşini rahatsız etme!”
Hüseyin sanki babasını duymamış gibi kardeşini rahatsız etmeye devam etti.
“Kardeşini rahatsız etme dedim!”
“Kardeşini rahatsız etmekten vazgeç!”
“Kızmaya başlıyorum ama!..”
“Bugün senin neyin var Allah aşkına!” Baba kızgın bir ses tonuyla bağırır:
“Anlaşıldı, sen cezayı hak ettin! Derhal odana gidiyorsun!”
“Tamam, baba, özür dilerim, bir daha rahatsız etmeyeceğim!”
“Söz mü?”
“Söz!...”
Bu söz verişin atlatma olduğunu çocuk kadar baba da bilmektedir... Ancak ceza vermeye kıyamadığı için inanmış görünmektedir.

MAKUL ÇÖZÜM NEDİR?
Çocuğunuzla çatışma yaşamadan, kızmadan ve bağırmadan, üç adımda makul çözüm üretebilirsiniz. Bir şey isterken 5-6 kere tekrar ettikten sonra isteği yerine getirilen bir anne baba olmaktansa, bir kerede sözü dinlenen anne baba olmak istemez misiniz? Ancak, bunun için kararlı olmanız gerekir. Çocuğunuz sizdeki bu değişimi yadırgayacak, direnecektir. Değiştiğinize inanmak istemeyecek, sizi deneyecektir. Pes etmediğinizi, işi sıkı tuttuğunuzu ve duruma hakim olduğunuzu gördükçe o da değişime ayak uyduracaktır.
Birinci adım: Düşünün. Çocuktan bir şey yapmasını istemeden önce iyice düşünün. İstediğiniz şey çocuğun yerine getirebileceği ve sizin de takip edebileceğiniz şey olsun. Salıncak olayında anne şöyle düşünebilirdi: “Evde temizlik yapacağım, birazdan gitmemiz gerekiyor. Çocuğuma 5 dakika daha izin verebilirim.” Düşündükten sonra: “Oğlum, 5 dakika sonra gidiyoruz!” demeliydi.
İkinci adım: Bir defa uyarı verin. Vakit dolduktan sonra: “Vakit doldu, salıncaktan in, gidiyoruz!” demeliydi.
Üçüncü adım: Harekete geçin. Uyarının arkasından çocuğun salıncaktan inmesini beklemeden park çıkışındaki arabasına doğru yavaş adımlarla yürümeliydi. Çocuk, annesinin uzaklaştığını görünce, ister istemez onu takip etmek zorunda kalırdı.
İlk adım çok önemli. Çocuğun bir isteğine karşı “hayır” demeden önce düşünmeye başladığınızda kararlı bir tutum içine girdiniz demektir. Kararlı olduğunuza göre, bu “hayır”, çocuğun ısrarları karşısında geri dönüşü olmayan bir “hayır” olacaktır. Çocuğunuz bir istekte bulundu diyelim. İstekte bulunduğu ortam ev olsun, bakkal olsun, çarşı pazar olsun, oyuncakçı dükkânı olsun fark etmez.
Siz de bu isteğin ihtiyaçtan kaynaklanmadığını, yersiz olduğunu düşündünüz ve “hayır” dediniz ve sebebini açıkladınız. Çocuğunuz yalvarmaya başladı. “Hayır dediniz. Yalvarmaya devam etti. “Hayır dediniz. Uzlaşma önerdi. Dayanamadınız, yumuşadınız, kabul ettiniz. Önceki “hayır”ların hiçbir değeri kalmadı, teslim oldunuz.
Çocuklar, deneyerek, en katı anne ve babayı bile yumuşatacak bir yol bulur; onu teslim alırlar. Teslim olmamak için kendi kendinize söz vermelisiniz: “Hayır demeden önce iyi düşüneceğim.”
Hayır dedikten sonra, bunda kararlı olun, yalvarmalarına ve ağlamalarına yüreğiniz dayanamasa bile, geri dönüş yapmayın.
Ali Çankırılı

14 Eylül 2010 Salı

Çorum-Ramazan Şenlikleri



Bu resim işteee bu resim valla gururla sayfanın en başına yerleştirdim.çok seviyorum ömer karaoğlunu.Ki sevenide çoktursanırım.Allah azmini arttırsın.Çorumda her ramazan;ramazan şenlikleri düzenleniyor.Ramazan mahallesi adı altında esnafla halkın kaynaştığı,etkinliklerin düzenlendiği bir alan var.Son 10 günde de Ömer abimiz gibi kıymetli sanatçılarla bezenmiş konserler.Ben ilk defa konsere gittim.hemde Ömer karaoğluna.alan pek büyük değildi.Havada çok soğuktu.Ama yinede çok güzeldi doğrusu.hemen hemen tüm parçalarını çok severek dinlerim.Orada en çokta ömer abinin ezgileri seslendirirken şöyle ellerini semaya doğru açması ve gözleri kapatarak söylediği bölümler çok hoşuma gitti.Bir kez daha ,dahada çok sevdim kendisini :)




Burdada bizim yaramaz fındık burunlu oğlumuz eşlik ediyor parçalara .he he sanmayın ezgilerle çoşmuş taburelari devirmiş :)Hamzacık beklemekten oturmaktan sıkılıp.kendine oyunlar icat etti konserin son zamanlarında..Ama çok şirin olmuş dimi :)



Yine çorumda başka bir akşam gitiğimiz yunus marketin eğlence ve oyuncak bölümünden bir kaç resim paylaşmak isyiyorum.işteee karşınızda sıcaktan yanmış kavrulmuş bir oğlancık.ortam hem yaz sıcağı hemde elektronik cihazların sıcağı ile çocuklar atla zıpla,böyle yandılar.sanki saunaya girmişler :)


İlk başta korkup bir yarım saat ikna çabalarından sonra hamza top havuzuna girdi.Ama içinde ufacık tefecik kayboldu :)Yusuf ve ahmet iyi keyfini sürdüler havuzun.üstüne üstlük hamzamızın hayvan korkusu.ordaki oyuncaklardaki hayvan figürlerinden bile korkarak nerdeyse hiç bir şeye bindiremedik.




Son kalan jetonlarımız kalmasın diyerekten trene bindirilen Kurbanlar :)o kadar yoruldular ki tren bile onları eğlendirmeye yetmedi :)Yorgunlukları yüzlerinde okunuyor bıdıkların.

Yeni Oyun Hamuru Yaptık




Yine ben... Yine ben geldim....uzunnn aralardan,gezmelerden tatillerden ve bayramlardan sonra yine sizlerleyim :)Bizi izlemeye devam edin arkadaşlar.Birikmiş bir yığın resim ve konu ile yüzüm kızararak affınıza sığınıyorum.en kısa zamanda telafi etme temennisi ile.ev yapımı oyun hamuru konumuzu da güncellemiş olalım bu arada....
Sanırım 2 yıl'dır bu tarifi kullanıyorum ve çok ta memnunum.Çok ufak bir kaç arttırma ile tarifimi tekrar vereceğim ....Azzz sonraaa sizlerle.Bu günde böyle bi reklam havasındayım sanki...Valla yorum yazmazsanız darılırım.fırsat bulamadığımdan konularda birikti.ama yazmayı paylaşmayı özlemişim gerçekten :) Ha bu arada bu yeni hamurlarımız yusufumun ana sınıfı için.

Oğlum büyüdü de anasınıfına gidiyor.referandum dolayısı ile bir gün geç başladık.bu sabah ilk kez okula gittik birlikte.Her sabah uyanmayan çocuk okul hevesi ile bir seslenişte uyandı.apar topar giyinip ben hazırım dedi :)okula gittik,birlikte kaldık tabi bir süre.ama alışkın sanki hiç sıkıntı çıkarmadı.ailecek anasınıfı yolları ve sınıflarını doldurduk :)hamzada bırakacak kimsemiz olmadığı için bizimle birlikte okuldaydı.hamzacık bile sınıftan bir hayli memnun kaldı.Sınıfta anneler ve çocuklarla tanışma kaynaşma bolcada oyuncak dağıtmaca ile zaman geçirdik.Ama yusufa yetmememiş akşam babasına okula gittik ama ben çok eğlenemeden geldik diyor.zaman bile yetmemiş oğluma :)Hamza bile o kadar oyuncağı görünce abisiyle didişmeyi bile düşünmedi :))evde bir hayli oyuncak kavgaları ve mızmızlıklarına şahit oluyoruz gün içerisinde.bazen karışmak gerekiyor bazende kendi aralarında hallediyorlar.Çoğunlukla abi galip hamza ise ağlayan,gücü yetmeyen taraf oluyor....




MALZEMELERİMİZ:
1 ÇAY BARDAĞI+2 YEMEK KAŞIĞI UN,1 ÇAY BARDAĞI SU,1 TATLI KAŞIĞI SIVI YAĞ,1 TATLI KAŞIĞI TARTAR KREMİ(ATTARDAN TEMİN EDİLEBİLİR)1/2 ÇAY BARDAĞI TUZ,ÇAY KAŞIĞINI UCU İLE GIDA BOYASI

YAPILIŞI.GIDA BOYASI HARİÇ DİĞER MALZEMELERİ TENCEREYE KOYUP İYİCE KARIŞTIRIYORUZ.oCAĞA KOYMADAN ÖNCE AZ MİKTAR BOYA EKLEYİP HAMURUMUZUN RENGİNİ AYARLAYALIM(MESELA AÇIK PEMBE HAMUR YAPMAK İÇİN KIRMIZI BOYADAN ÇOK AZ KOYDUM)RENGİNİ AYARLADIKTAN SONRA OCAĞA KOYUP SÜREKLİ KARIŞTIRARAK PİŞİRELİM.ZATEN ÇOK KISA ZAMANDA KOYULAŞIP SERTLEŞİYOR.kAŞIĞIMIZLA BASTIRARAK İYİCE ÖZLEŞMESİNİ SAĞLIYORUZ.OCAĞIMIZI KAPATIP HAMURU ELLE YOĞURUYORUZ.ELİMİZİ YAKMAYACAK SICAKLIKTA.TEZGAHIMIZIN ÜZERİNDE DE YOĞURMAYA DEVAM EDEBİLİRİZ.İYİCE SOĞUDUKTAN SONRA KAPAKLI KUTU YADA POŞETLERDE MUHAFAZA EDELİM.AÇIKTA KALMADIĞI SÜRECE ÇOK UZUN SÜRE DAYANABİLİYOR.

İLK HAMUR TARİFİMİZ İÇİN BURDAN BAKABİLİRSİNİZ.BİRAZ UNU ARTTIRDIK.DAHA GÜZEL KIVAMLI BİR HAMUR OLDU.


KUTULARIMIZ BİTİNCE KALAN HAMURLARIMIZI SİTREÇ FİLMLE GÜZELCE SARDIK.BUZ DOLABINDA MUHAFAZA ETMEK ÜZERE KALDIRDIK.BU SEFER ELDE ETTİĞİMİZ HAMUR RENKLERİMİZ BENİM ÇOK HOŞUMA GİTTİ.SİZCE NASIL OLMUŞ ARKADAŞLAR....SEVGİYLE KALIN... MUTLU KALIN....GÜL YÜZÜNÜZDEN GÜLÜCÜKLER EKSİK OLMASIN :) yuucel_19

Görmezden gelmemeniz gereken 12 belirti



Çoğumuz hastalanmadan doktora gitmiyoruz. Başımız ağrıdığında ağrı kesicilerle geçiştirmeye çalışırız. Ancak bu belirtilerden bazılarını dikkate almazsanız, ciddi sonuçlara yol açabilir.

Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, aşağıdaki belirtilerden biri siz de varsa, en yakın zamanda doktora gitmelisiniz.

1.Kan öksürmek ya da kusmak tüberküloz (verem), akciğer kanseri ya da iç kanamanın habercisi olabilir.

2. Gece krampları ve/veya cilt renginde morluk, beyazlık ile birlikte bacağınızda ağrı, şişlik, kızarıklık ya da sıcaklık hissi ise kan pıhtılaşmasının belirtisidir.

3. Daha önce hiç yaşamadığınız ani, şiddetli baş ağrısı felç ve damar toplanmasına yol açabilir.

4. Bilinç kaybı ise dehidrasyon, felç, nöbet, düzensiz kalp atışı ya da diğer kalp problemleri, kansızlık, düşük kan şekeri ya da aşırı dozda ilaç kullanımının bir belirtisi olabilir.

5. Ateşiniz varken vücudunuzdaki bir yara da özellikle kızarıyorsa ve alevleniyorsa sistemik bir enfeksiyona yakalanmış olabilirsiniz.

6. Boğuluyormuş hissiyle birlikte nefes darlığı ya da zor nefes almak astım krizi, anafilaktik şok, zatürree veya zayıflamış bir akciğerin belirtisidir.

7. Gözünüzün önündeki siyah noktaların sayısında ya da büyüklüğünde artış ve/veya ışık çakması ise retina yırtılması ya da ayrılmasının bir belirtisi olabilir.

8. Göğüs ağrısı ya da bulantı olsun veya olmasın göğüste baskı, ağrının çeneye, sırtınızın üst bölümüne, omuzlarınıza ve/veya kollarınıza yayılması durumunda ise kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz.

9. Vücudunuzun tek tarafında güçsüzlük, hissizlik ya da ağırlık hissi ile vücudunuzun bir tarafını aniden hareket ettirememe gibi bir soruna aynı zamanda görme, konuşma ya da kelimeleri anlamada güçlükler, baş dönmesi, baygınlık ya da zihin karışıklığı eşlik edebilir. Ya da tüm bu belirtiler bir iki dakika içinde görülebilir. Eğer sizde de bu belirtiler varsa, felç ya da geçici iskemik kriz geçiriyor olabilirsiniz.

10. İştahsızlık, karın ağrısıyla birlikte bulantı/kusma, karında şişlik, ateş varsa apandisit ya da bağırsak tıkanıklığı olabilir.

11. Nerede olduğunuzu anlayamama ya da bildiğiniz kişileri tanıyamama gibi zihinsel durumdaki ani değişiklikler ise felç ya da diğer nörolojik problemlerin, kafa yaralanmasının, enfeksiyonun, düşük kan şekerinin ya da nöbet geçirmenin belirtisidir.

12. Başınız aniden ve aşırı şekilde dönmeye başladıysa felç veya kalp krizi geçiriyor olabilir ya da tedaviye reaksiyon gösteriyor olabilirsiniz.

Zaman 'dan alıntı....

2 Eylül 2010 Perşembe

WALLPAPER

RESİMLERİN ORJİNAL BOYUTU İÇİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ..









GÜLÜMSEYEN GÖZLER



Gülümseyen gözlerle bakmalı hayata.
Fotoğraflar mutlulukları yansıtmalı
Renklerinde coşkuları olmalı çocukluğun
Seyrinde dalıp kaybolmalı anıların, umutların.
Düşündürtmeli tüm hüzünleri
İçini burkmadan acıların.
Hayalini kurmalı yarınların ve düşürmeli arzuları yakamozlara.
Göz kırpmalı hayat denizin çığlığında.
Suları durgun ve mavi.
Fotoğraflar açlığı yansıtmalı.
Güzelliklere, saygıya, dostluğa, doğaya , duruluğa.
Rüzgar kokusunu getirmeli yamaçlardan.
Saflığın timsali papatyaların.
Sarısında hazan gülleri olmalı, şiddetinde gözleri.
Bakmalı yeşili çayırların.
Fotoğraflar bizi yansıtmalı
Önce insanlığı, sonra mantığı, sonra sevdaları.
Alıntı

1 Eylül 2010 Çarşamba

UÇAK YAPIYORUZ...

Merhaba Değerli Dostlar...
Uzun süredir yoğunluk nedeniyle blogumuza ekleme yapmıyorduk, dökümanlar o kadar birikti ki fırsat buldukça ne yapıp edip eklemeye karar verdik.
Bugün kü paylaşımımız genelde çocukları ilgilendiriyor.
Kağıttan uçak yapımı, hani Hababam Sınıfında olur ya, yada her boş derste genelde öğrencilerin yapıp birbirlerine attıkları uçaklardan. Ama bu seferki benim daha önceden yapımını bilmediğim bir uçak ve oldukça uçuğu güzel ve havada uzun süre kalıyor. İnişi de pek fena değil hava şartlarına göre değişiyor. Bu uçağın tarifini Tubitak'ın "TÜBİTAK’tan Türkiye'nin İlk Aylık Okul Öncesi Bilim Dergisi" şeklinde sunmuş olduğu Meraklı Minik dergisinden öğrendim. Sizlerle de paylaşmak istedim. Bilen arkadaşlarımız vardır ama onlar bilmiyormuş gibi yaparlarsa fena olmaz hani... Meraklı Minik dergisini beğenirseniz abona olmak için Abone Formu linkini izleyebilirsiniz. Biz gelelim uçağımızın yapımına:
Öncelikle tek ihtiyacımız olan malzeme bir adet A4 Fotokopi Kağıdı;
1-Kağıdımızı yanlamasına ikiye katlıyoruz.



2-Kağıdımızın sol tarafından önce alt köşesini katladığımız bölüme doğru yani kağıdın ortasına doğru kıvırıyoruz ve katlıyoruz. Aynı işlemi karşı kenar içinde yapıyoruz.



3-Katladığımız bölümden yeniden bir daha kağıdımızın ortasına doğru katlıyoruz, diğer kenar içinde aynı işlemi uyguluyoruz.



4-İkinci kez katladığımız kağıdımızın önce alt tarafından olmak üzere yine kağıdın ortasına gelecek şekilde her iki taraftan katlıyoruz.



Sonrasında uçağımızın en son katladığımız bölüme denk gelen parçayı gövdeden ayırarak kanatları oluşturuyoruz.



Uçağımızın son hali böyle olması gerekiyor :)



Resimlerden yardım almadan anlatmak oldukça uzun ve zor bir yöntem. Videolu olarakta eklenebilirdi ancak bu yöntemi tercih ettik. Anlatım yetersiz farkındayım ancak resimler yeteri kadar yardımcı olduğu kanaatindeyim.
Anlatım ve resimlerin yeterli gelmediği noktada ilgilenen dostlara yardımcı döküman temin edilecektir.
İyi eğlenceler...