26 Ağustos 2011 Cuma

RAMAZAN BAYRAMI KARTLARI


Merhaba Değerli dostlar,
Şimdiden Ramazan Bayramınız Kutlu Olsun...
Rabbim hayırlara vesile kılsın...















25 Ağustos 2011 Perşembe

Bebek Görme Hediyelerim Bebek Yatağı ve Bebek Lifi





Akrabalarımızdan haticenin bebeği için hazırladığım hediyeler....El emeği göz nuru....Ben böyle el emeği hediyeler hazırlamayı çok seviyorum.hem daha kalıcı oluyor hemde daha anlamlı.tabi bence böyle herkesin düşüncesi farklıdır.



Bu yatagımızda yerde yatırma,ayakta sallama,bez değiştirme ve ana kucağı için çok kullanışlı bir yatak oluyor.istediğiniz her yere taşıyabilirsiniz.



Lifimizde yumuşacık ve minicik hassas yavrularımız için :)
Güzel günlerde kullanırsınız inşaAllah.....

Vişne Soslu KakaoluYaş Pasta

Şubatın 26 sı oğlumun doğum günü.....Anne bana mumlu pasta yap nidaları sonucunda çok uğraş vererekten bu güzelim leziz mi leziz pastayı hazırladım....Komşularımızı ve yusufun arkadaşlarını çağırdık paylaştık.eğlendik daha da mutlu olduk....Hatta komşularım hazır gibi olmuş dediler....Biraz övünmek gibi olacak ama Ne yapayım çok güzeldi :)
Ama bizim tarifi eklemek malum blog yasaklarına denk geldi.sonrasında bir türlü fırsatım olmamıştı.Bayram iznine gitmeden eklemek için oturdum pc başına...Hayırlısı ile biraz uğraştıracak ama ekleyelimde paylaşalım :)
Bir dilim mutluluk :)




Elimdeki imkanlarla uğraştırsada değdiğini düşündüğüm bu tarifi resimli anlatımlı olarak sizlerlede paylaşmak istedim....

Malzemeler:
Yoğurtlu pandispanya:
Pandispanyamızı en az bir gece önceden yaparsak daha güzel oluyor.aynı gün yapmamız gerekirsede 3-4 sat en az bekletip dilimlemek gerek...
4 Yumurta,
4 türk kahvesi fincanı Şeker,
1 fincan yoğurt,
2 yemek kaşığı sıvı yağ,
2 yemek kaşığı kakao,
3 yemek kaşığı kaynar su,
1 paket kabartma tozu,
1 paket vanilya,
4 fincan un,
Sade krema:
4 su bardağı süt,
4 yemek kaşığı mısır nişastası,
2 yemek kaşığı un,
3 yemek kaşığı pudra şekeri(kremamız soğuduktan sonra eklenecek)
1 yemek kaşığı tuzsuz tereyağ(lezzetli oluyor)
1 yumurta sarısı,
Kakaolu krema:
3 su bardak süt,
2 çay bardağı toz şeker,
1 yemek kaşığı un,
2 yemek kaşığı kakao,
2 tatlı kaşığı mısır nişastası,
1 yumurta sarısı,
1 yemek kaşığı tereyağ,
Süslemek için:
Vişne tanesi,damla çikolata,Fındık paçacıkları,beyaz çikolata rendesi,
Yapılışı:
Pandispanya:
Yumurta sarısı ve aklarını birbirine hiç karıştırmadan ayıralım beyazını cam bir kaseye alalım.


Ayrı bir kapta yumurta sarısı,Şeker ve kaynar su birlikte 7-8 dk kadar çırpılır.


Krema gibi olacak.
Yumurtamızın beyazlarınıda yarım çay kaşığı tuz ekleyerek iyice çırp.



yumurtamızın beyazı krem şanti kıvamında olana dek çıptık.



Çırptığımız yumurta sarısı karışımının içine yoğurt sıvıyağ,kakao ekle biraz daha çırp.unu eleyerek hazırla.kabartma tozu,vanilya ve unu tekrar eleyerek karışıma ekle.iyice çırp.Yumurta beyazını üstüne koy.


Hazırladığımız yumurta beyazını tahta kaşık yardımı ile ile hamura iyice yedir.hafif hafif aşağıdan yukarı doğru karıştır.



Pandispanya hamurumuz hazır.24 cm kelepçeli kalıbımızı güzelce yağlayalım.un serpelim.



Hamurumuzu kalıba dökelim tam yerine oturması için kalıbı 1-2 kez tezgaha tık tık vuralım..
170 derece ısıtılmıuş fırında (en az yarım saat fırınımızı hiç açmadan)içini çekene kadar pişirelim.



pandispanyamızın soğumasını bekleyelim kalıptan çıkaralım.


temiz bir poşet veya sitreç filme sararak buz dolabına kaldıralım.Dinlenmeye bırakalım.



Buz dolabından çıkaralım.



Uzun keskin bir bıçak veya laylon iple dilimleyelim.Ben 2 ayrı pandispanya hazırladım birisi 2 kat olarak çıktı birisi 3 kat olarak ayırdım.
Sade krema:



nişasta,un sürün birazı ile karıştır pütür kalmasın yumurtanın sarısını ekle tahta kaşıkla iyice karıştır kalan sütüde ekle.ocakta karıştırarak koyulaşana kadar pişir.Arada karıştırarak soğumasını bekle buz dolabına koy.iyice soğuyana kadar bekle.tereyağı ve pudra şekerini ekle mikserle iyice karıştır.Ben içerisine biraz vişne tanesi ve suyu ekledim.hafif pembe sarımsı bir krema oldu.

Kakaolu krema:


Süt,un,nişasta,yumurta sarısı iyice karıştırılır.ocakta koyulaşana kadar pişirilir soğuyunca buz dolabında bekletilir.dolaptan çıkınca 1 yemek kaşığı tereyağ mikserle kremaya iyice yedirilir.

Pandispanyamızın en kalın parçasını en alta yerleştirelim.üzerine vişne suyu gezdirerek ıslatalım beyaz krema sürelim.Üste kapatacağımız parçayada vişne suyu gezdirelimbeyaz krema sürelim fındık çikolata vişne taneleri ile süsleyelim.üst parçayı kapatalım yine beyaz krema sürelim.en üst parçayı kapatalım.Her parça pandispanya vişne suyu ile ıslatılır.Pandispanyamızın en üst bölümüne kakaolu krema dökülür her yeri kaplanır.üstünü istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz.ben sade kremadan ayırmıştım.krema ile damla çikolata ile,beyaz çikolata parçaçıkları ile süsledim.Dış çevresini fındık parçacıkları ile kapladım.Buz dolabına dinlenmesi için bırakıp ertesi gün servis yaptım....
Afiyet şifa olsun....




20 Ağustos 2011 Cumartesi

Ben geldim ve gidiyorummm :))

Resim biraz alakasız oldu ama son anda eklendi... benim hoşuma gidiyor..tombik,şirin ve mutluuuu :))
Ya bu bloga konu eklemek bazen ne kadarda zor geliyor insana...İş güç bi bitiremiyoruz...Ama ne resmi ekleyeceğime karar veremesemde küçük bi paylaşım yapayım istedim dostlarımla...Çok zaman olmuş şöyle birebir sohbet havasında bi yazı yazmayalı....bu süre zarfında neler yaptık kısaca Anlatayım....Hamza beyimizi tuvalet alışkanlığı edindirdik..... 15 günlük senelik izin maceramız oldu....Ankara,nevşehir ve çoruma gittik.sıcaklardan yandık kavrulduk :)) Planladığımız gibi tarihi yerlerini gezme görme fırsatımız olmadı ama kısada olsa akrabalarımızı sevindirmiş olduk....Umarım sevinmiş ve ziyaretimizden dolayı mutlu olmuşlardır :)evimize döndük sıcaklarda bittiii.....Hava serin olsa iznimizde daha verimli geçebilirdi diye tahmin ediyorum...neyse bir başka bahara diyelim artık....

hamzamızı geçen hafta sünnet ettirdik,Yğun bir iltihabı olduğu için bir an önce sünnet edilmesi gerkiyordu.Çok şükür şu an daha iyi ama çok çekti garibimmm.Abisi daha rahat geçirmişti sünnet faslını...Ama hamza aşırı iltihaptan kaynaklı imiş ki çok sancı çekti.sünnet uzmanı ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi olur diyor(yaş olarak)Bizde yaptırdık ani bir kararla.Çok şükür bayramda şöyle sapasağlam toplayacğız harçlıklarımızı :))

Yusuf Abimiz ise bu sene 1. sınıfa başlayacak...Şu an ondan çok bende heyecan var...
henüz kayıt işlemlerimizi yaptırmadık öğretmenimizde belli değilmiş.Hayırlı uğurlu olur inşaAllah....
Veee bu gün benim doğum günüm neden se paylaşmak istedim....doğum günü kutlaması gibi bi geleneğimiz yok ama ..şimdi ne yalan söyleyeyim insan bi özellik bi güzelikte ummuyor değil yaniiii....Neyse bakalım oda başka bahara belkide :))

Ha bu arada aralık ayında ailemize bir erkek daha teşrif edecek....rabbim sağlıcakla gelmesini ve büyütmeyi nasip etsin.Bizim içinde büyük sürpriz oldu.rabbim hayırlısı ne ise onu versin inş....benden bu günlük bu kadar....Şimdilik ....daha sık yazabilmeyi isterdim aslında ama hiç yoktan iyidir sanırım..Kocamannn sevgilerimle.Rahmana emanet olasınız

16 Ağustos 2011 Salı

MASAÜSTÜ RESİMLERİ

RESİMLERİN ORJİNAL BOYUTU İÇİN RESME TIKLAYINIZ...






7 Ağustos 2011 Pazar

ASLANIN KEDERİ



Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
İnsan gözü görmemiş, ağaçları kesilmemiş,
Ayılar, kaplanlar post diye soyulmamış,
Sarı papatyalarla, renk renk çiçeklerle süslü, büyük bir ormanda hayvanlar huzur içinde yaşarmış. Ormanın kralı, adil, iyi bir aslanmış. Bütün hayvanlar ondan memnunmuş. Akşama kadar ormanda dolaşır hayvanları denetlermiş.
Aslan bir gün hastalanmış. Uzun bir süre hasta yattıktan sonra iyileşmiş. Fakat artık ormanda dolaşamaz olmuş. Sadece yuvasının önünde geziniyor bazen üzüntü içinde yerinden kalkmadan saatlerce oturuyormuş.
Aslanın bir sıkıntısı olduğunu bütün hayvanlar anlamışlar. Anlamışlar ama o hiçbirine üzüntüsünün sebebini anlatmıyormuş. Aslan, bir gün yuvasının önünde kara kara düşünürken yanına Tilki yaklaşmış.
- Aman kralımız sizin bir derdiniz var, neden kimseye söylemiyorsunuz? diyerek aslanın sırrını öğrenmeye çalışmış.
Aslan hiç cevap vermemiş; ama tilki, aslanın derdini öğrenmeyi kafasına koymuş bir kere. Onu kandırmak için bütün gün dil dökmüş.
Aslan sonunda tilkinin ısrarlarına dayanamamış.
- Sana sırrımı söylerim söylemesine ama ya başkalarına söylersen, demiş.
Tilki:
- Asla! Hiç başkasının sırrı açıklanır mı? Ölene kadar sıranızı saklayacağım, diye çıkışmış.
Aslan ona güvenmiş ve derdini anlatmış.
- Hani aylar önce hastalanmıştım. İşte o hastalıktan sonra gözlerim iyi görmez oldu. Her şey bulanık görünüyor. Onun için yuvamın önünden ayrılamıyorum.
- Geçmiş olsun efendim, demişse de tilki sinsi sinsi ellerini ovuşturmuş.
Aslan;
- Aman sakın kimse duymasın! Krallığımın elimden gitmesinden korkarım, diye tekrar tembih etmiş.
Tilki, aslanın yanından ayrılır ayrılmaz bütün ormanı dolaşmış. Hayvanlara aslanın gözlerinin iyi görmediğini anlatmış. Laf dönmüş, dolaşmış aslanın kulağına da gelmiş.
Aslan, tilkinin yaptığı hainliğe çok kızmış; ama iyi göremediği için bir türlü onu yakalayıp cezalandıramamış. Tilki, aslanın etrafında dolaşıyor, aslanla alay ediyormuş.
Bir gün aslanın aklına bir fikir gelmiş. Oturduğu yerden hiç kalkmamış.
Onu gözetleyen tilki;
- Hey ormanların kralı yakala beni, göreyim seni, diye bağırmış.
Aslan ona doğru dönmeyerek;
- Seni yakalamam mümkün değil. Gözlerim tamamen görmez oldu. Her yer simsiyah görünüyor, demiş.
Tilki;
- Ya öyle mi? diyerek aslana biraz yaklaşmış.
Bakmış ki aslanda bir kıpırtı yok, iyice yanına yaklaşmış. Aslan birden üzerine atlayarak onu yakalamış. Tilki aslanın oyununa geldiğini anlamış; ama iş işten geçmiş.
Aslan tilkiye ne ceza vermesi gerektiğini uzun uzun düşünmüş. Sonunda onu ormandan kovmaya karar vermiş. Tilki, ormandan kovulunca diğer hayvanların aslana olan saygıları tekrar yerine gelmiş. Çünkü aslanın gözleri az görüyor olsa da ormanların kralıymış.
Sema Maraşlı - Bana Bir Masal Anlat

3 Ağustos 2011 Çarşamba

YUSUF, HAMZA VE KUZENLERİ

Ramazanın Serinletici havası üzerimize düştüğü şu günlerde Yusuf ile Hamza ve kuzenlerinin resimlerini paylaşmak istedim. Güzel anılar olarak hafızalara işlen anların kareleştirilmesi...


Çocuklar ve yeğenlerimiz dondurmayı çok severler evle bitişik olan dedelerinin bakkalını istila edip dondurma ve abur cubur yemeyi hobi haline getirdiler. Dedeleride kıramıyor onları tabiki onlarda çocukya bu zaafı çok iyi kullanıyorlar işte kanıtları...


Tavşan bıyıklı Yusuf...


Prensesimiz Hale...


Şaşkın bakışlı Meryemimiz...


Hacıyatmaz Ahmetimiz...


Dondurmayı çok seven çakır gözlü yeğen :)


Ağabeyinin dedesigilde kaldığı günleri fırsat bilip ağabeyinin çalışmalarına devam eden ve onun eksikliğini aratmayan Hamza. Resimleri büyük bir aşk ve şevkle boyuyor... Karışırsanız kendine özgü bir tarz ve şive ile "dur" ve "dit" diye uyarıyor. Ve işine devam ediyor.


Burada da tost makinasının tostları daha ince yapmasına yardımcı oluyor ama sanırım pek o kadar da memnun değil bu yardım işinden. Poposuna hafiften vuran sıcaklığın ısısı artıyor gibi :)


Ailemizin yeni üyesi İrem... Hoşgelmiş...