Bir varmış, bir yokmuş,
Ben masal sevmem diyenin aklı yokmuş.
Kuşlar kanat çırparken gökyüzünde,
Meyvelerden kiraz, mevsimlerden yazmış.
Ben diyeyim uzakta, siz deyin yakında,
Geveze mi geveze, küçük bir leylek yaşarmış. Onun adı "Lak Lak"mış. Neden mi Lak Lak konmuş ismi çocuklar? Çünkü çok konuşuyor, sürekli lak lak ediyormuş. Annesi, babası, kardeşleri onun gevezeliğinden bıkmışlar.
- Yeter Lak Lak, dermiş kardeşleri. Sus artık, başımız ağrıdı.
Lak Lak, uçmayı öğrenince başka leyleklerin yuvasına gitmeye başlamış. Damlarda, çatılarda ottan, çalıdan küçük evlerde yaşayan leylekler, Lak Lak'ın geldiğini görünce:
- Yandık, gene çenesi düşük geliyor, derlermiş. Lak Lak'tan bir an önce kurtulmaya çalışırlarmış.
- Haydi Lak Lak annen seni merak eder evine git, derlermiş ondan çabuk kurtulmak için.
Fakat Lak Lak hiç eve gider mi? Bir yuvadan başka bir yuvaya uçarmış. Kendisini çok güzel konuşuyor zannettiği için kimsenin ondan bıkacağını düşünmezmiş. Aslında üç büyük hatası varmış.
Birinci hatası evde anne babasının aralarındaki konuşmaları, tartışmaları herkese anlatmasıymış. Oysa aile içinde olan biten kesinlikle başkasına anlatılmazmış.
İkinci hatası evde yediği yiyecekleri yavru leyleklere anlatmasıymış. "Biz akşam muz yedik, armut yedik. Babam şunu getirdi, bunu getirdi!" diye sayarmış. Dinleyen yavru leyleklerin de canı çekermiş. Onlar da annelerinden isterlermiş. Yediğini, içtiğini başkalarına anlatmak da çok ayıpmış.
Üçüncü hatası ise sır tutmayı bilmemesiymiş. Bu yetmiyormuş gibi bir leyleğin başkası hakkında söylediğini, hemen gidip haber verirmiş. Onun yüzünden bazı leylekler kavga eder, birbirlerine küserlermiş.
Bir gün Lak Lak'ın çenesinden bıkan leylekler toplanmışlar ve onu annesine şikâyet etmeye gitmişler. Anne leylek, Lak Lak'ın yaptıklarına çok üzülmüş. Bir de leylekler;
- Bay Leylekle yaptığınız tartışmaları da bize anlatıyor, demez mi?
Anne leyleğin başından aşağı sanki kaynar sular dökülmüş. Leylekler gider gitmez Lak Lak'ı yanına çağırmış, şunları söylemiş:
- Yavrucuğum, arkadaşların senden çok şikâyetçi. Çok konuşarak onların canını sıkıyormuşsun...
Lak Lak annesinin sözleri bitmeden yine konuşmaya başlamış. Anne leylek iki elini birbirine hızla vurmuş.
-Önce beni dinlemelisin. Tam bir hafta boyunca bu yuvadan dışarı uçmayacaksın. Bu senin için bulunmaz bir fırsat. Böylece yaptığın hataları düşünebilirsin.
Bu, Lak Lak için büyük bir cezaymış. Düşünsenize anne leylekle baba leylek yiyecek bulmak için uçunca Lak Lak yalnız kalacak. Bir hafta boyunca kimseyle konuşamayacak. Bu ceza Lak Lak'ı o kadar üzmüş ki Lak Lak o gece kâbuslar görmeye başlamış. Hatta bir gece rüyasında Lak Lak, uzun gagasının kalın bir iple bağlandığını görmüş. O kadar korkmuş ki kan ter içinde uykusundan uyanmış. Kimseyle konuşmadan bir gün nasıl biter diye düşünüyormuş Lak Lak.
İşte tam bu sırada kalın gövdeli komşu ağacın dalına bir bülbül konmuş. Bülbül o kadar güzel ötüyormuş ki Lak Lak bu güzel sesi duyunca kendisinden geçmiş. Diğer ağacın altında yavaş yavaş yürüyen kaplumbağanın ayak sesini de duymuş. Çok geçmeden ılık bir rüzgâr esmiş. Bütün yapraklar hışırdamış. Yaprak sesleri de Lak Lak'ın çok hoşuna gitmiş.
Lak Lak her gün etrafındaki bir güzelliğin farkına varmış. Onların sesini dinlemiş. Kuşların, rüzgârın hatta kaplumbağanın ayaklarının yerde çıkardığı ses bile çok güzelmiş.
Bir haftanın sonunda Lak Lak, dinlemenin konuşmaktan daha güzel bir şey olduğunu fark etmiş. Bir hafta önceki hâlini hatırlayınca kendini tutamayıp gülmüş. Sizce de hiç durmadan konuşan bir leylek çok gülünç olur değil mi?
Bir hafta sonra anne leylek, akşam yuvaya döndüğünde gördüklerine inanamamış. Lak Lak kucağında bir demet papatya ile annesini bekliyormuş.
Sema Maraşlı - Bana Bir Masal Anlat
27 Mart 2009 Cuma
LAK LAK LEYLEK
Etiketler:
Hikayeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder