24 Eylül 2009 Perşembe

ŞIMARIK MİSAFİR


Bir varmış, bir yokmuş.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.
Saçlarımı iğneli fırça ile tararken,
Döndüm baktım aynaya,
Bir kel kafa gördüm.
Bitler kaçışırken, sinekler üşüşürken;
Koştum dere kenarına, soktum başıma suya.
Bir balık öptü başımdan
"Al beni, kurtar sudan."
Ben kaçtım balık kovaladı. Balık kaçtı ben kovaladım.
Kaçtım, kaçtım yeni bir masala kapı açtım.
Ülkelerden bir ülkede yaramaz mı yaramaz, şımarık mı şımarık bir çocuk varmış. Bu çocuğun ismi Yavuz'muş. Yavuz davranışlarıyla etrafındakileri sürekli rahatsız edermiş. Anne babasının sözünü dinlemezmiş.
Bir gün annesi, Yavuz'u da alarak köyde oturan teyzesine ziyarete gitmiş. Teyzesi ve çocukları Yavuz'la annesini görünce çok sevinmişler. Ancak sevinçleri uzun sürmemiş. Çünkü Yavuz gelir gelmez yaramazlık yapmaya başlamış.
Çocukların oyuncaklarını dağıtmış, kırmış. Teyzesinin çocukları çok üzülseler de misafir olduğu için ona bir şey dememişler. Fakat Yavuz, şımarık hareketlerine bir türlü son vermeyince dayanamayarak ona kızmışlar.
Yavuz suçlu olduğu hâlde çocuklara;
- Ne kötü ev sahibisiniz. Ben de gider kendime misafir olacak başka bir yer bulurum, demiş. Annesine haber vermeden oradan ayrılmış. Doğruca ormana gitmiş. Mağaraların olduğu yüksek yerlere tırmanmış. Sevinçle büyük bir mağaraya girmiş. Meğer bu mağara, iki küçük yavrusuyla yaşayan kocaman bir ayının eviymiş.
- Merhaba, beni misafir eder misiniz? diyerek içeri girmiş. Misafirperver ay. Yavuz'un önüne çeşit çeşit yiyecekler koymuş. Yavuz, yavru ayılarla oyunlar oynamış. Geceyi de ağının kendisi için hazırladığı güzel bir yatakta geçirmiş.
Sabah uyanır uyanmaz da yaramazlık yapmaya başlamış. Anne ayının kulağına yaklaşarak avaz avaz bağırmış. Ayı, iri gövdesiyle yattığı yerden fırlamış. Yavuz hantal ayıyı yerinden böyle hızlıca kaldırdığı için çok mutlu olmuş. Kahkahalar atmış. Ayıyı iyice çileden çıkarmış. Ayı siniflen-miş sinirlenmesine ama misafir olduğu için Yavuz'u affetmiş. Yavuz akşama kadar yavru ayıları da canından bezdirmiş.
Yavuz ertesi sabah yine uyuyan ayının kulağına bağırmış. Ayı bu defa çok kızmış. Homurdanarak onu yerden kaldırmış. Yavuz'un korkudan yüreği ağzına gelmiş. Ayı onu sımsıkı tutuyor ormanda hızla koşuyormuş. Yavuz "Bir daha yapmayacağım beni affet!" diye bağırarak ağlıyormuş. Ancak sinirli ayı onu hiç dinlemeden yoluna devam etmiş. Sonunda bir yerde durmuş. Yavuz'u yere bırakarak uzaklaşmış.
Yavuz canımı kurtardım diye sevinirken kafasına hızla bir Şey düşmüş. Başını kaldırdığında bir de ne görsün! Ağaç dalları maymunlarla dolu. Meğer ayı onu maymunların yaşadığı bölgeye bırakmış.
Yavuz maymunları gördüğü için çok sevinmiş ama bu vinci pek uzun sürmemiş. Maymunlar yedikleri muz ve fıstık kabuklarını onun kafasına fırlatıyorlarmış. Bazı maymunlar da gelip onun saçını, elbisesini çekiştirmişler. Yavuz hüngür hüngür ağlamaya başlamış. Onun ağladığını gören maymunlar hep bir ağızdan şarkılar söylemeye başlamışlar. Onlar Yavuz'la eğleniyorlarmış.
Maymunlar kaçmaya çalışan Yavuz'u yüksek bir ağacın dalına çıkarıp oturtmuşlar. Onu sürekli muz ve fıstık yemesi için zorlamışlar. Maymunlar o kadar çok yaramazlık yapmış- | lar ki Yavuz'un canı çok sıkılmış. Başkalarını rahatsız ederek eğlenmenin ne kadar kötü olduğunu anlamış. Yavuz'u şımarık maymunlardan çevredeki avcılar kurtarmış. Onu her yerde arayan ailesine götürmüşler. Annesi sevinçle oğlunu kucaklamış.
O günden sonra Yavuz başkalarını rahatsız eden maymunları hiç unutmamış. Daha dikkatli bir çocuk olmuş. Yine oyunlar oynamış ama kimseyi rahatsız etmemiş, herkes tarafından sevilmiş.
Sema Maraşlı _ Bana Bir Masal Anlat

Hiç yorum yok: