29 Mart 2010 Pazartesi

Kalemun


Bugün Yusufla bir hayli eğlendik, genellikle her akşam öyle oluyor gerçi de...
Her nedense bu Yusufa yeterli gelmiyor, hep oynamak ve bizimle zaman geçirmek istiyor.
Bu akşam bir resim yapmış, bu resim kurbağa resmiymiş, önde iki gözü, sonra uzayıp giden ve sinekleri yutan bir boğaz kısmı, sonrasında istediği rengi almasını sağlayan yer ve sonrasında kuyruğu... Annesi bu daha çok bukalemuna benziyor diyor. Yusufta bu kalemun kurbağaydı zaten diyo... Adı kalemun kurbağa kalıyor. Benim kitap arasına koyduğum kağıtlardan birinin yerine koymayı teklif ediyor ve kullanım şeklini izah etmeye başlıyor.
- kalemunu okurken böle kafası kitabın dışında kalacak şekilde koyacaksın. Okuman bittiğinde nerede kaldığını anlayabilmen için de içine koyacaksın. İşte bunun kullanımı böle oluyor. Tamam mı...
Biz kopuyoruz...
Bu tip konuşmalar sıkça oluyor, bilmiş ve sevimli...
Ayrıca birde güzel davranış ağacımız var yapımını yeni bitirdiğimiz. Elmaları ise güzel hareketleri yaptıkça boyanarak olgunlaşıyor. Her güzel harekette elmaları az az boyuyor Yusuf. Elmalara da ismini Yusuf veriyor, kendince...
1.Kardeşine iyi davranma...
2.Yemeğini güzel yeme...
3.Tırnak yememe...
4.Dişlerini fırçalama...
.
.
.
böle sıralanarak gidiyor...
Elmaların genel adı ise Yusufçuk elması...

Kendi ağacındaki güzel hareketleri de kendisi belirliyor... Birde poz vermeyi başarabilse türlü hareketlerle ve şekilden şekile girerek yakalayabildiğimiz bir poz...
Unutmadan resimde yusufun parmaklarının altında balonlar var... Onlar ağacın dallarına takılı kalmışlar... :)
Başkaları işlerini nasıl yürütüyor bilmiyorum da bizim köyde işler bu şekilde...
owner

Hiç yorum yok: