27 Ağustos 2009 Perşembe

KAROŞ İLE BÖCÜŞ



Bir varmış, bir yokmuş.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde;
Develer tellâl iken, koyunlar berber iken,
Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir karasinek ile bir hamamböceği büyükçe bir evde yaşarlarmış. Her canlının bir dosta ihtiyacı varmış. Bu iki hayvan da arkadaş olmuşlar. İyi anlaşıyorlarmış; çünkü paylaşamadıkları hiç bir şey yokmuş. İkisi için de evde yiyecek bolmuş. Keyifleri yerin-deymiş. Evin hanımı ve çocuklar temizliğe dikkat etmedikleri için karınları bol bol doyuyormuş.
Yine bir sabah karasinek uyanmış, hamamböceği ise uyumaya hazırlanıyormuş.
- Günaydın Karoş, demiş Hamamböceği.
Karasinek de;
-Günaydın Böcüş, diye karşılık vermiş.
Birbirlerine böyle hitap ederlermiş. Biraz sohbet ettikten sonra, gece boyu dolaşan hamamböceğinin uykusu gelmiş, uyumaya gitmiş.
Karasinek, evin hanımının kahvaltı hazırlamasını beklemeye başlamış. Sıkılmaya başlayınca mutfaktaki pencereden dışarı uçmuş. Temiz hava almış ve sokağın kenarındaki büyük çöplüğe konmuş. Pisliklerin içine dalmış çıkmış, birkaç lokma bir şeyler yemiş. Ama asıl iştahını kahvaltı sofrasına saklıyormuş. Sonra eve dönmüş. Herkesin sofradan kalktığını görünce;
- HımmL. İşte sofra beni bekliyor! demiş.
İştahla reçel yemeye başlamış.
Bu evde yaşayan ailenin kahvaltı sofrası, her gün uzun bir süre ortada kalır; sinek de keyifle reçellerden, ballardan yermjş. Çöpe batırdığı kirli ve mikroplu ayaklarıyla yiyeceklerin üzerinde dolaşırmış. O gün tıka basa karnını doyurduktan sonra "Gidip biraz çocuklarla oynayayım." diye düşünmüş. Onların tepelerinde uçmuş. Yüzlerine konup kaçmış. Çocuklar onu kovalamaya başlayınca da saklanmış.
Her günkü gibi öğleden sonra evin çocukları bakkala koşup aldıkları şekerleri büyük bir iştahla yalamaya başlamışlar. Sonra da yapış yapış olan ellerini etrafa sürmüşler. "Ayak yapıştı" oyununu çok seven karasinek ise;
-Yaşasın! Eğlence başladı! diye bağırmış.
Çocuklar, şekerli ellerini etrafa sürünce karasinek bu oyunu oynamaya başlamış. Her zamanki gibi şekerli yerlere ayağını yapıştırıp yapıştırıp çekmiş. Dikkatsizliğinden kanadı yere yapışınca biraz canı acımış. Ama yine de bu oyundan vazgeçmemiş.
Akşam olduğunda karasineğin uykusu gelmiş. Artık etrafta tembelce uçuyormuş. Hamamböceği de bu arada uyanmış. Karasinek ona;
- İyi geceler Böcüş, demiş.
- İyi geceler Karoş, diyerek karasineğe karşılık vermiş. Biraz sohbet ettikten sonra karasinek uyumaya gitmiş. Hamamböceğinin beslenmesi içinse biraz beklemesi gerekiyormuş.
Yavaş yavaş, mutfağın karanlık yerlerinde dolaşmış. Ev halkı ışıkları kapatıp yattıktan sonra her zamanki gibi ağzı açıl kaplardaki yiyeceklere, ortalıkta bırakılmış bir tabak tatlıyQ doğru yavaş yavaş yürümüş.
- Çok iyi, bu gece tatlım bile var! demiş. Bütün yiyeceklerin bir bir tadına bakmış. Sabaha kadar karnını bir güzel doyurmuş.
Günler hamamböceği ve karasinek için keyifli bir şekilde geçerken bir gün, bütün bu düzenleri alt üst olmuş. Çünkü eve başka bir aile gelip yerleşmiş. Bu evin hanımı oldukça titiz çocukları da tertemizmiş. Kahvaltı yapılır yapılmaz reçeller dolaba kalkar, geceleri de ortada ağzı açık yiyecek bırakılmazmış. Bu ailenin çocukları da şeker yemeyi çok seviyorlarmış. Ama yapış yapış olan ellerini asla etrafa sürmüyorlarmış. Hemen yıkıyorlarmış.
Artık karasinek ve hamamböceği aç kalıyormuş. Konuşup anlaşmışlar ve evi terk etmeye karar vermişler. Az gitmişler, uz gitmişler. Dere tepe düz gitmişler. Şehirleri, nice köyleri geride bırakmışlar. O gün bu gündür yerleşecek yer arıyorlar-mış. Karasinek ve hamamböceği temiz insanlardan kaçmışlar. Her evde değilse de bazı evlerde çok mutlu olmuşlar, hastalık yaymışlar. Ne mutlu temiz olanlara.
Sema Maraşlı _ Bana Bir Masal Anlat

Hiç yorum yok: