Üç yaşındaki kızımız ondan iki yaş büyük oğlumuzla birlikte uzun bir geziye çıkmıştık. Yollarda çocuklara duruyor, her defasında aldığımız şeyleri arka koltukta oturan çocuklara uzatıyor, elini önce hangisi uzatmışsa ona, “Al, bunu kardeşinle paylaş!” diyorduk.
Bir gün, izlediğimiz yolun ikiye ayrıldığı bir yerde kararsızlığa düştük.
Sağdaki yolu mu, soldaki yolu mu izlememiz gerekiyor derken, eşimle aramızda tartışma çıktı. Direksiyonun başında ben oturduğum için gaza bastım ve arabayı, kendi dediğim yere çevirdim. Eşim, benim bu davranışıma çok içerledi, yüzünü astı ve öte yana çevirip benimle hiç konuşmadı.
Aramızdaki gerginliği anlayan çocuklarımızdan küçük kızımız, arkadan uzanıp annesini öptü ve elindeki bir çikolata parçasını uzatarak ona, “Al anneciğim, bunu babamla paylaş” dedi. Onlarca kilometre yolu eşimle bir kelime bile konuşmadan, gergin ve dargın bir biçimde geçirmiştik. Kızımın bu davranışı eşimin kalbini yumuşattı ve elindeki çikolata parçasını ikiye bölerek birini bana uzattı, sonra da kendi uzanarak beni yanağımdan öptü.
Benim inadım yüzünden girdiğimiz yolun yanlış yol olduğunu ancak, yaklaşık yüz kilometre gittikten sonra anlayabildik.
Geri döndük ve yanlış girdiğimiz yolun başına kadar gittik. Eşimle inatlaşmam yüzünden çok zaman yitirmiştik ama buna değmişti. Çünkü bu inatlaşma nedeniyle de olsa, çok değerli bir ders almıştık. Gezimizin o dersten sonraki bölümü, daha da büyük bir mutluluk içinde geçti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder