Küçük bir kuş su içiyordu akan bir çeşme yalağından.
Ayak sesi duydu. Küçücük başını çevirdi, baktı. Temiz giyinmiş, yaşlı bir zat,
elinde asası, yüzü güzel, şefkat dolu gibi görünüyordu. Kuş, "Bu kimseden
bana zarar gelmez" dedi. Suyunu içmeye devam etti. Adam geçerken asasıyla
kuşa vurdu. Kuşun ayağı kırıldı. Fırladı uçtu. Doğru Hz. Süleyman'a (as.)
"Ey Allah'ın Peygamberi! Filan kişi, su içerken
benim ayağımı kırdı" diye şikâyette bulundu.
Çağırdılar adamı. Süleyman peygamber:
"Niçin bu kuşun ayağını kırdın?" dedi.
Adam cevap verdi:
"Kuştur. İnsanlardan kaçması lâzımdı."
Süleyman peygamber, bu sefer kuşa sordu:
"Niçin kaçmadın?"
"Ey Allah'ın Resulü! Bu zatın yüzü, tavrı, dışı
bana iyi bir insan olduğunu gösteriyordu. Ondan bana zarar gelmez diye su
içmeyi yarım bırakmadım" dedi.
Bunun üzerine Süleyman peygamber emir verdi:
"Kırın bu adamın ayağını kısas olarak."
Kuş hemen atıldı:
"Ey Allah'ın Resulü! Yapmayınız. Ben bağışladım
onu... Fakat bu adamın içini dışına çevirin ki, dışına bakan onu görerek benim
gibi aldanmasın" dedi.
"İçi güzel olanın dışı güzeldir; dışı güzel
olanın içi de güzeldir" diye bir kural yoktur. Allah (c.c.) akıl gibi bir
nimet ihsan etmiş ve binlerce duyguyu da ona yardımcı olarak vermiş ki, kötü
niyetlilerin sopalarından kendimizi uzak tutalım...
Derleyen: Aslınur Bahar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder