18 Şubat 2011 Cuma

Blogumuz 3 Yaşın'da :) Ve evimizi korsanlar bastı :)


Merhabalar dostlarım,arkadaşlarım :) bu gün blogumuzun 3. yıl dönümü....3 yıldır bazen hüznü,bazen acıyı, bazen sevinci,bazen marifetlerimizi,bazen etkinliklerimizi,bazen yemek tariflerimizi paylaştık.paylaştıkça da daha çok anlam kazandı yaşam.
Ben bu blogu ilk açmadan önce;blogları gezer,araştırır beğenirdim.özellikle elişi ve yemekler ilgimi çekerdi.imrenmiştim ne kadar güzel konular, paylaşımlar var demiştim...Eşim ise canım bak istersen blog açabiliyormuşuz sanada bir sayfa açalım,hem sıkılmamış olursun yaptıklarını paylaşırsın,yazarsın demişti.Bende yardım ederim sana demişti.....

tabi benim gözlerim parlamıştı nasıl olur,nasıl yapılır neler olmalı,düşünceleri ile eşimin büyük desteği ile blog paylaşımlarımıza başladık....Gerçektende bu 3 yıl içerisinde hoş bir arşiv oluşmuş.Dile kolay 3 yıl :) ben hala çok seviyorum paylaşmayı,çokta emek veriyoruz tabi blogumuz için.Daha da eklemeyi planlayıp ekleyemediğimiz konular,resimlerde var tabi ....yeni konu ve resimlerle,eklenmeyi bekleyen konularımızla daha nice yıllarda birlikte olmayı ümid ediyorum......tüm güzelliklerin sizlerle olması temennisi ile :) beni okuyan ve takip eden sessiz çoğunluk :) Sevgi ve sayğılarımla

Fotoğraftaki yavrucaklarda korsan olup evi basan yusuf ve hamzadan başkası değildi....Abi kardeş oynayıp çok eğlendikleri anlardan bir kare :) sık sık anne bizi korsan yap nidaları ile karşıma dikeliveriyorlar.Annenin bonesi de işe yarıyor tabi :) ayrıca ellerinede mutfak çekmecemizden tahta gereçlerden kancalar yapıyoruz.süper korsan oluveriyor bıdıklar :)

Bu arada hamzamız 2 yaş 2 aylık oldu.çok şirin,mini mini bir oğlancık...Hala çok konuşmasa da biz onla anlaşabiliyoruz,bicir bicir yürüyüşü kıpır kıpır edaları,tavırları müzik duydumu dayanmayıp oynamaya başlayan hatta babasını ve benide davet eden bir çocuk hamza.bazen adının özelliğinden asabi,haşin,çok muzip,yaramaz....işine gelmeyen durumlarda bir çığlık bir feryat fiğan... çok feci abici,ve abisinin kopyası abi ne yaparsa oda yapacak (bu bir kuraldır :) yapması lazım bu işlerin başka yolu yok ).....Kış geldi geleli ufak tefek hastalıklar kırgınlıklar,evimizden ayrılmıyor. özellikle de yusufumuzda daha çok gözleniyor bu hastalık durumları.hasta olmasının 1. sebebi :Ana sınıfında hem kalabalık hemde daha tozlu bir ortam var.tam hastalığı atlattı derken tekrar yakalanıveriyor,birbirlerinde sürekli hastalık mikrobu kapıyorlar.hastalanmasının 2. etkeni ise: hareketli bir yapısı var ve bu hareketlenme esnasındada terleme olayı sonrasında da anında hastalık belirtileri,burun akıntısı,hapşırıklar,öksürükler kapımızdan ayrılmıyor.

17.02.2011
hazır paylaşmaya başlamışken yazayım vede unutmadan tabiii :)
Dün Akşam yemeği yemek için sofrayı hazırladım.menümüzün bir çeşidi yaprak dolması(sarma).dolmayı babası ve yusuf sarımsaklı yoğurtla seviyorlar.hamza babasından dolma istiyor ve babası kaşıkla veriyor.ama hamzanın yüz ifadesi çok feci geriliyor :)
ben:
- hamza abisi gibi sarımsaklı sevmiyor diyorum ona sade dolma verin diyorum.oda abisi gibi biraz daha büyüsün alışır diyorum....
yusuf:
-ama anne alışmaz belkide o farklı bi yapıda ben farklı bi yapıdayım.ben büyüdüm sarımsaklı yoğurt seviyorum hamza sevmiyor.hamza daha küçük acı seviyor ama ben sevmiyorum.birbirimize benzemiyoruz bak farklıyız.herkesin yapısı farklıdır diyor :)

Allahım bazen ne kadar da bilmiş oluveriyorlar.....

sevgi yağmurları ile ıslanın :) bizi izlemeye devam edin arkadaşlar :)

Hiç yorum yok: