13 Şubat 2011 Pazar

SEVGİLİLER GÜNÜNÜN TARİHİ ARKA PLANI



Tarihin derinliklerinden bu güne intikal eden bu özel günü bizler, “Sevgililer Günü” adıyla kutluyoruz. Eksik olan bu özel günün anlamı ve sebebi hakkındaki bilgimiz.

Her gelenek bir dinin eseridir. Öyleyse “hangi tanrı ve hangi din?” diye sormamız gerekir.

Birbirinden farklı efsaneler var; en meşhuru: Romada zalim bir imparator olan II. Claudius tahttadır. Bir gün bir ferman yayınlar ve askerlerin evlenmesini yasaklar. Sebep, bekar askerlerin evlilere göre daha iyi savaştıklarına inanmasıdır. Valentine isimli iyi kalpli bir rahip bu yasağı dinlemez. Gizlice askerlerin nikahını kıymaya devam eder. Claudius durumu öğrenince, papaz 14 Şubat 269 da yakılarak idam edilir. Genç sevgililere karşı yüreği şefkatle dolu bu rahibin ölüm günü, bütün çiftlere adanır.

2. efsane, bu güne dair oluşmuş bir adete ışık tutuyor. Yine antik çağlarda Valentine hapiste gardiyanın kızına aşık oluyor. İdam edileceği gün, kızcağıza kısa bir ilan-ı aşk notu yazar. Ve altına şu imzayı atar: “Senin Valentine’inden”. Bu ibare daha sonra bütün aşıkların sevgiliye arzlarının altına koydukları imzanın kalıbı olur ve “Valentin Selamı” olarak yerleşir.

Aslında gerçek bu efsanelerden çok farklı… Eski bir pagan/putperest geleneği, kilise tarafından hristayanlaştırılmaktadır. Eski Romada “Lupercalia” adında bir festival var. Şubat ayının tam 16’sına ratlıyor. Pagan inancına göre 14 Şubat tabiatın tekrar uyanmasının yani baharın başlangıcı kabul ediliyor. Bu kabulün arkasında da kuşların aşk mevsiminin başlangıcı var. Rumi takvimi Milad-i takvim ile eşlersek bizim mart kedileride bu aya tekabül ediyor. Bu festival, Romalı tabiat tanrısı faunus’a ithaf ediliyor.

Romanın kurucuları olan Romus ve Romulus’a bir dişi kurdun annelik yaptığı efsanesinin geçtiği kutsal mağara önünde keçiler ve köpekler kurban ediliyor. Keçi canlanmayı, köpekte üretkenliği temsil ediyor. Aynı festivalde Romalı genç kızlar ve delikanlılar bir araya geliyor. Normal hayatta bir birinden uzak yaşayan gençler, bu festival günü yan yana gelebiliyor. Her genç kızın adı bir kağıt parçasına yazılıyor ve çömleğe atılıyor. Sonra piyango çekiliyor. Delikanlı hangi ismi çekerse akşama kadar o genç kıza refakat ediyor. Bu refakatlerin bazıları evlilikle neticeleniyor. Bu gelenek ile bizdeki pagan kaynaklı hıdırellez ve nevruz kutlamaları arasında bir fark yok. Aynı şeyi, tabiatın uyanışını, üretkenliğin temsil ediyorlar.

498’de yani tam 2 asır sonra papa Gelasius, pagan roma adeti ile St. Valentine’i birleştiriyor. Ve 14 Şubat’ı “St. Valentine Günü” olarak ilan ediyor. Kilisenin resmileştirdiği bu gün ortaçağlar boyunca uzun yıllar kış uykusuna yattıktan sonra 18. Yüzyıl başlarında yeniden canlanıyor. Bu tarihlerde sevgililer, 14 Şubat gününde küçük not ve hatıra alışverişinde bulunmaya başlıyorlar. Günün anlam ve önemi küçük kağıtlara sevgililerin karşılıklı olarak yazdıkları duygu ve sevgi ifade eden notlara odaklanıyor. Yüzyıl ortalarında basılı kartlar devreye giriyor. Postanın yaygınlaşması ve ucuzlaması ile kartlarda yaygınlık kazanıyor.

1840 yılı, bir dönüm noktası oluyor. Ester A. Howland isimli biri, ilk valentine kartını basarak bu geleneği bir endüstriye dönüştürüyor. Mutlaka dini bir geleneğe veya ritüele dayanan bu tür kutlamalar için şayet hala bir din ve tanrı aramamız gerekiyorsa çok tanrılı dinlerden biri olan “Serbest Pazar” tanrısına ve “Piyasa Ekonomisi” dinine müracaat etmemiz gerekiyor. Aşkları ve sevgileri bile standartlaştırıp basit bir tüketim metaı haline getiren, sıradanlaştıran ve kitleleştiren serbest piyasa dışında, bize bugün hakkında mesaj veren başka bir kaynak yok.

Aşkın, sevginin, sadakatin ve birlikte yaşanacak hayatın kendiside tüketilebilen bir metaya dönüşüyor böylelikle. Derin duyguların, bağlılıkların ifade edileceği, özenle saklanacak mektupların yerine, değeri fiyatıyla ölçülen hediyeler alıyor. Şiirin, sanatın, ruhumuzu sarıp sarmalayan estetik kaygıların yaşamasına, serbest piyasanın acımasız kuralları izin vermiyor. Koskoca bir yılda, “Bir Güne Sığdırılan Aşk” kaç günde tüketilir.

“Cenab-ı Hak, cümle sevgilileri şu sahte piyasa tanrısının metalaşmış aşklarından korusun”

Mümtaz’er Türköne /Ribat Dergisi – Şubat 2011

Hiç yorum yok: