15 Eylül 2008 Pazartesi

BİR İNSANI KABULLENEBİLMEK...



Eğer kendinizi bir başkasının davranışına tepki verirken bulursanız, yapacağınız ilk şey bu kişinin yedi yaşında olduğunu düşlemek olsun.

Trafikte size yumruğunu sallayan adam, gerçekte onunla ilgilenmek için zamanı olmayan bir babaya sahip küçük bir çocuktan daha fazlası değildir.

Resmi bir iş yerindeki kaba memur, gerçekte kendisine pek çok kereler çirkin ve aptal olduğu söylenmiş utangaç, küçük bir kızdan başkası değildir.

Eğer, incinme ve acıyı görmek için kendinize zaman ayırırsanız, sevecenlik duyumsamak ve gününüze devam etmek sizin için kolaylaşır.

Sevecenlik duymadan yaşamak, kişinin için için yanmayı kabullenmesi demektir. Zehir, bedeninizin her bir hücresine sızar ve genellikle de kanser gibi feci bir sonuca neden olur.

Dünyanın önde gelen kanser araştırmacıları, yıllardan bu yana normal bir hücrenin aniden kanserli bir hücre durumuna gelmesine neyin neden olduğunu bulmaya çalışmaktadırlar.

Yanıt henüz bulunamamıştır.

Kabullenmemenin, sağlıklı hücrelerin değişime uğramasına neden olduğu düşüncesi öteki açıklamalar kadar olası gözükmektedir.

Eğer bir insanı kabul edebilirseniz, kendinizi de kabul edebilirsiniz ve yaşamınızda benzersiz bir hafiflik duyumsarsınız.

Kızgınlıklar, kırgınlıklar ortadan kalkar ve hepimizin birbiriyle ilişkili olduğunun farkına varırsınız.

Kabullenmenin kendi içinizde, hücrelerinizde çınladığını duyumsarsınız...

Hiç yorum yok: