2 Eylül 2008 Salı

İNCİ DAKİKALARI



Sen bana yeni yılsın her dakika

Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni

Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın

Ben bin parçaya bölündüm her parçasında

Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın

Çalkantısız Üniversitenin, yanlızlığın ve ağlamanın

Erkek ağlar mı diyeceksin

Hayber’in kapısı ağlar mı?

Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum

Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında

Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden

Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey

Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya

Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde

Hafif kediayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya.

Sen benim ağlamamı erkekliğime

Uyanan ölmeyen yenilenen

Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan

Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say.

Bütün bir yıl bütün bir yaşam boyu

Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say.

Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam

Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım

Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım

Şehrin ölümünü yanlış anlama

Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar

Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar

Senin odan gün ışığı en güzel müzik bana

Farklılıklar odası

Giden tren buharları içinde örümcek ağı

Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak

Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş

Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı

Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum

Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır.

Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim

İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum.

Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur.

Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler

Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur

Oldukları yerde bile.

SEZAİ KARAKOÇ

Hiç yorum yok: