Sen bir inci tanesisin, gönül denizimin en derinlerinde sakladığım... Orda olduğunu hissediyorum. Ama dalıp da seni gün yüzüne çıkarmaya korkuyorum. O denize dalıp kaybolmaktan değil korkum... Seni orda bulamamaktan ve gerçeğe çıkarken vurgun yemekten...
Hatırlar mısın seni ilk gördüğüm günü? Dua denizinin kenarında oturmuştum. Kum taneleri kadar çok hüzünlerimin, dalgalara karışıp gitmesini dileyerek bakıyordum sahile... Birden seni gördüm ve az sonra da sen beni... Dağ gibi bir dua dalgasıydı belki seni bana getiren… Yoksa hep ordaydın da, kendi karanlığımdan mı görememiştim senin parlaklığını...
Bir anda çıkıverdin karşıma... Öyle bir ışık saçıyordun ki, hüzün sahili kayboldu gitti dünyamdan... Hemen başıma taç ettim seni. Sen de mutluydun sanki baştacım olmaktan... Sonra bir gün kaybettim... Seninle birlikte mutluluğumu, ümitlerimi...
Hasretin bir kanser gibi çürütürken bedenimi, tekrar göründün... Dedin ki " At beni denize!"... "Neden?" dedim. "Neden, mutlu etmedi mi sevgim seni?"
Anlayamadığım, belki anlamak istemediğim, ya da bana anlamsız gelen bir sürü şey saydın. Senin mutluluğunu kendi mutluluğuma tercih edeceğimi biliyordun elbet...
Bıraktım seni bir denizin dalgalarına... Gözlerim karardı o anda.. Gözlerimi açabildiğimde, gönül denizinin kıyısında buldum kendimi...
Sahi, bu deniz miydi seni bıraktığım deniz? Yoksa günlerce divane gibi dolaşıp da burada mı kendime geldim ben? Bir ses , bir işaret, bir ışık Allah aşkına....
ORADASIN DEĞİL Mİ?
14 Temmuz 2008 Pazartesi
ORADASIN DEĞİL Mİ?
Etiketler:
Yazılarımız
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder