8 Şubat 2009 Pazar

SILA-İ RAHİM


Yeniden Merhaba,
Uzun süreden bu yana pek yusufla ve kardeşi hamza ile ilgili yazı yazmadığımın farkına vardım. Hamza dünyaya geleli uzun bir süre oldu. Daha açığı Hamza dünyamıza ayak basalı 49 gün oldu. İlk çocuk genellikle ikinci çocuğu kıskanır, halk arasında en azından bizim burda kullanılan tabir ile günüler. Yusuf kardeşini kolaylıkla kabullendi. Fakat onunda kendi duyguları ve herne kadar paylaşmayı seviyor olsada paylaşamayacağı unsurlar olduğu bir gerçek. Bunu bu hafta yaşarayak daha iyi anlamış olduk.



Bu hafta ne mi oldu?
Çok sevdiği dayılarından birisi olan Hüseyin dayısı ve ailesi bizim ziyaretimize geldi. Yusuf rahatsız idi. Bulunduğumuz muhitte çocuklarda bir hastalıktır geziyor. Yusufta bu gezintiden nasibini aldı. Kuzenlerinin geldiğinde Yusuf hastanedeydi. Geldiğinde gördükleri karşısında çok sevindi. Hasta ve halsiz haline rağmen onlarla oynamak istedi ve oynadılar yeteri kadar. Fakat sanırım hesap etmediği bir gelişme oldu. Kardeşi Hamzayada ilgi vardı ve henüz bebek olduğundan dolayı ve kuzenlerinin ikinci görüşleri olduğu için Hamzaya gösterilen ilgi Yusufu kıskandırdı. Kendi uslubunca aksilik üzerine aksilik yapmaya başladı. Her ne kadar yaptığı davranışı anlıyor olsakta bir yere kadar katlanabiliyorsunuz ve yine iyi bir performans göstermek sureti ile kazasız belasız atlattık durumu. Şimdi herşey yolunda ve herşey süt liman. Hastalığını atlatması uzun sürecek biraz. Her ne kadar rahatsızda olsa direnci yerinde ve kendi dilince şakalar yapıp, pabuç dilini uzatıyor herşeye...



Dayısı ve ailesi bugün kendi evlerine gittiler. Yusuf üzüldü ama her kavuşmanın bir ayrılığı olduğunu anlıyor olmalı kendince. Ağlamaklı oldu giderlerken, pencereden sizi özleyeceğim diye bağırdı ve el salladı. Güzel ve akıllı oğlum benim.
Kuzenleri Çağrı ve Anılla güzel zaman geçirdiklerini gördüm. Olduçka mutlu olduğunu düşünüyorum. En azından bir özlem gideriyorsun. Çağrı ile ben satranç oynadım en son oynadığımızdan bu yana oldukça geliştirmiş oyun taktiklerini. Sonuçta beni 3 kez yendi. Ben ancak bir kez kendilerini mağlup edebildim. Halbuki ilk başlarda yenemezdi. :) Hamza ile oldukça ilgilendi, hatta onu uyuttu bile :) Resimde görüldüğü üzere buda kanıtı... Peh, pe, peh. Akıllı ve Metin2'de Metin2 diye kafamın etini yeme teşebbüsünde bulunan sevimli yeğenim çağrı. Metin2 dedikleri de Online oynanan bir oyun. Vurdulu kırdılı, kılıçlı mızraklı, canavarlı insanlı bir oyun. Anıl, sevimli ve Yusufun en fazla anlaştığı, onu neşelendiren, hoşça vakit geçirmesini sağlayan yaramaz çocuk. Aramızda güzel zaman geçirdiğini tahmin ediyorum Herne kadar giderayak ufak bir kazaya kurban gitmiş olsada... Değerli dayımız ve onun kıymetli eşi... Tamaaaaaam nirelerden bizi ziyarete gelen sevgili akrabalarımız. Onlarlada uzun ve hoş muhabbetlerimiz oldu. Çocuk eğitimi, benim işim, anılar, kayın braderin terfisi ve işi hakkında felan. Uzun sohbetler yaptık ve benim için çok değerli ve verimli geçen zamanlardı. Herne kadar eve kapanıp kalmış olsakta. Diğer bir ifadeyle eve kapanmak zorunda kalmış olsakta. Neden kapancağız demi? Araçlarımız ve şoförlerimiz var. Ama dışarı çıkmamızı engelleyen bir olay daha var. Benim ayak bileğim burkulduğu için onları başımda tutmak durumunda kaldım. Onlarda sağolsunlar beni bırakıp biryerlere gitmediler. Buradan kendilerine tekraren teşekkür ediyorum. Ben ise şişmiş ve alçılı ayak bileğimle kuzu kuzu yatıyoruz. Tabi ayağım benden daha yukarıda olmak kaydı ile. Yorulmuş sürekli en altta olmaktan sanırım. Yazmaya başaladığında uzayıp gidiyor... Uzun süre sonra dökülenler bunlar... Bakalım kimler ne kadar toplayacak...

Hiç yorum yok: