3 Ocak 2009 Cumartesi

ALKIŞ OKUMAK (ALKIŞ TUTMAK)


Alkış kelimesinin sözlüklerdeki anlamı "Bir şeyin beğenildiğini, hoşa gittiğini anlatmak için el çırpmak ya da o yolda sözler söylemek"tir. Annemizin ak sütü kadar Türkçe olan bu kelime, kargış (beddua) kelimesinin zıt anlamlısıdır. Ancak eski lügatler 'alkış tutmak' ile 'alkış okuma'yı daima birbirlerinden ayırmışlardır. Bize göre alkış tutmak, afacan bir çocuğun klas bir hareketini el çırparak övmek ise, alkış okumak da bir sanatçıyı 'Yaşa, var ol!' sözleriyle onurlandırmaktır.

Tarihî manasıyla alkış, "Padişahlar ile vezirler hakkında, halk tarafından hep bir ağızdan söylenen dua sözleri"dir. Eskiden bayram merasimlerinde, cuma selâmlıklarında ve muhtelif kutlamalarda bu tür temenniler sıkça duyulur imiş.

Vaktiyle okunan alkışlardan bazıları şu türde sözler ihtiva eder:

Padişahım çok yaşa! (Bu alkışta 'sen' kelimesi yer almamakta ve baktığımız tarihî kaynaklar da alkışın 'Padişahım sen çok yaşa!' şeklini zikretmemektedirler. İfadenin bu tür kullanımı yanlıştır.

Ömr-ü devletinle bin yaşa!

Aleyke avnillah (Allah yardımcın olsun)!

Uğrun açık; ikbalin füzun olsun!

Devletinle bin yaşa!

Maşallah!

Gururlanma padişahım senden büyük Allah var!

El çırparak yapılan alkışlar da tıpkı okunan alkışlar kadar övgü anlamında, olumlu mana ihtiva eder. Bu durumda bir kişi yahut olayı protesto için alkış tutmak yahut bir cenazeyi alkış ile uğurlamak gibi banal uygulamalardan istihzalı bir mana anlaşılmak gerekir. Hani, protesto edilen kişiye "Tebrik ederiz, pek doğru yaptın!" yahut ölene "İyi ki öldün de kurtuldun (veya kurtulduk)!" der gibi!..

Hiç yorum yok: