16 Ocak 2009 Cuma

HELAL OLMAYAN ÜÇ ŞEY


Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur “Yapılması hiç kimseye helal olmayan üç şey vardır: Bir topluluğa imam olan kimse sadece kendisi için dua edip de onlara dua etmemezlik yapmasın. O takdirde o topluma ihanet etmiş olur. Kişi izin almaksızın bir evin içine bakamaz, eğer bakarsa o eve izinsiz girmiş gibi olur. Kişi yükünü hafifletmedikçe sıkışmış olduğu halde namaz kılamaz.”
Açıklama:
İslâm’da cemaatle namaz kılmanın temelinde birlik beraberlik ruhu vardır. Bu ruh içerisinde cemaata imam olan kişinin, cemaati ayırarak enâniyet duyguları içerisinde yalnız kendisine duâ edemeyeceği aksi halde cemaatle kılınan namazın gayesine ters düşeceği aşikârdır. Bunun için bir kimsenin bir topluluğa imam olup da cemaati yap-tığı duaların dışında bırakması hadis-i şerife göre uygun değildir. Ancak bu durum açıktan yapılan dualarda söz konusudur. Yoksa gizli yapılan dualarda söz konusu değildir. Çünkü açıktan yapılan dualarda cemaat imamın sesine, gizli yapılan dualarda da kalbinin sesine kulak vermekle memurdur. Nitekim Rasül-i Ekrem Efendimiz namaza başlarken kendisi için şöyle dua etmiştir:
“Ey Allah'ım hatalarımı benden doğu ile batı arasındaki mesafe kadar uzak kıl. Ey Allah'ım beyaz elbisenin kirli paslı elbiseden ayıklandığı gibi beni de günahlarımdan pak eyle. Ey Allah'ım beni katında bulunan mânevî kar, su ve dolu ile yıka”
Rükû ile secdede yaptığı duası ile iki secde arasında yaptığı duası ve namazın sonunda yaptığı duaları buna örnek gösterilebilir.
Bazıları bu mevzuda çeşitli görüşler ileri sürmüşlerse de işin esası şudur: İmamın bütün Müslümanları kapsaması gereken duası açıktan yaptığı duadır. Bir de imamı hain duruma düşüren duâ, bedevî arabın “Ey Allahım bana, bir de Muhammed'e merhamet et, bizimle birlikte başkasına merhamet etme!” duasına benzeyenlerdir. Duaların bütün mü'minleri kapsar mahiyette olması duanın adabındandır.
Burada imamın zikredilişi, bu görevin sadece imama ait olduğundan değildir. Belki umumiyetle toplu dualarda imamın bulunuşundandır. Yoksa cemaat de namazdan sonraki dualarında mü'min kardeşlerini duadan unutma-malıdır. Her ne kadar gizli yapılan dualarda sadece kendisine duâ etmesi caizse de, namazların toplu halde kılınışının hikmeti, elde edilen feyz ve bereketin dualar vasıtasıyla mü'min kardeşlere de taşmasıdır.
Hadis-i şerifte üzerinde durulan diğer mühim bir mesele de içeri girmek için izin verilmeden kapı aralarından veya benzeri yerlerden evin içine göz atmaktır. Bu davranış hüküm bakımından aynen izinsiz bir eve girip mü'minlerin mahrem işlerine, araştırılması haram olan sırlarına muttali olmak gibidir. Aslında izin istemekten maksat, bu yasaktan sakınmaktır. Bundan dolayı bu yasağı işleyen kimse de mü'min kardeşinin namusuna saygısızlık ve ihanet etmiş olur.
Hadis-i şerifte üzerinde durulan üçüncü husus da sıkışık abdestle namaz kılmanın doğru olmayışıdır. Bilindiği gibi namaz kılan kimse münacat halindedir. Cenab-ı Hakk'a yakındır. Eğer namazı sıkışmış halde kılarsa, bu sıkışıklık kendisini namazda hissedilecek huşudan mahrum edeceği için nefsine ihanet etmiş olur.
Evlere girmek için izin istemenin namazla beraber zikredilmesinin hikmeti, kul hakkıyla Allah hakkının birlikte hatırlatılmasıdır.
Bir kimse kul hakkına dikkat ederse, Allah'ın hakkına kesinlikle dikkat edeceğinden burada kul hakkıyla ilgili olan izin isteme konusu özellikle zikredilmiştir.
Hanefî âlimlerinden Aynî'nin açıklamasına göre bu hadis-i şerifte geçen üç yasaktan birincisinin hükmü, tenzihen mekruh, ikincisinin hükmü tahrimen mekruhtur. Üçüncü yasak ise, insanlara cenâb-ı peygamberin şefkat ve merhametindendir. Buna şefkat yasağı denilir. Çünkü insan namazı sıkışıkken kılsa namazı sahihtir, ama o kişi nefsine zulmetmiştir.
“Bu işlerden birini yapmak helâl olmaz” sözü, bu üç işten şiddetle sakınmanın gerekliliğini ifâde eder.İmamın sadece kendisine duâ etmesi mekruhtur. Eğer böyle yaparsa cemaate ihânet etmiş olur.
Girmek için izin almadan başkasına ait evin içine göz atmak haramdır.
Sıkışan kimse yükünü atmadan namaza girmemelidir. Toplumda görev üstlenen kişinin toplumu ihmal ederek kendi menfaatine hareket etmemesi gerekir.
İlyas Kaplan
http://www.ribatdergisi.org/metinler.php?Kat_id=1008

Hiç yorum yok: