16 Ocak 2009 Cuma

EŞSİZ KARDEŞLİK ÖRNEĞİ


Ashab-ı Kirâm'ın ileri gelenlerinden Hazret-i Huzeyfe anlatıyor: Yermuk Savaşında idi. Çarpışmanın şiddeti geçmiş, ok ve mızrak darbeleri ile yaralanan Müslümanlar, düştükleri sıcak kumların üzerinde can vermeye başlamışlardı.
Bu arada ben de güç belâ kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım.
Son anlarını yasayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet aradığımı buldum; fakat ne çâre, bir kan seli içinde yatan amcamın oğlu, kaş göz işaretleriyle bile zor konuşabiliyordu. Daha evvel hazırladığım su kırbasını göstererek:
— Su istiyor musun? dedim.
Belli ki istiyordu, çünkü dudakları hararetten âdeta kavrulmuştu. Göz işareti ile de "Çabuk, hâlimi görmüyor musun?" der gibi bana bakıyordu. Ben kırbanın ağzını açtım, suyu kendisine doğru uzatırken biraz ötedeki yaralıların arasındaki İkrime'nin iniltisi duyuldu:
— Su, su! Ne olur ki tek damla olsun su!
Amcamın oğlu Haris bu feryadı duyar duymaz, göz ve kas işaretiyle suyu hemen İkrime'ye götürmemi istedi. Kızgın kumların üzerinde yatan şehitlerin aralarından koşa koşa İkrime'ye yetiştim ve hemen kırbamı kendisine uzattım. İkrime elini kırbaya uzatırken İyas'ın iniltisi duyuldu:
— Ne olur bir damla su verin! Allah rızası için bir damla su!
Bu feryadı duyan İkrime, elini hemen geri çekerek suyu İyas'a götürmemi işaret etti. Haris gibi o da içmedi.
Ben kırbayı alarak şehitlerin arasında dolaşa dolaşa İyas'a yetiştiğim zaman, kendisinin son kelimesini işitiyordum. Diyordu ki:
— İlâhî! İman davası uğrunda canımızı feda etmekten asla çekinmedik. Artık bizden şahadet rütbesini esirgeme. Hatalarımızı affeyle!
Belli ki, İyas artık şehadet şerbeti içiyordu. Benim getirdiğim suyu gördü, fakat vakit kalmamıştı... Başladığı Kelime-i Şehadeti ancak bitirebildi.
Derhal geri döndüm, koşa koşa İkrime'nin yanına geldim; kırbayı uzatırken bir de ne göreyim! İkrime'nin de şehit olduğunu gördüm.
Bari dedim, suyu amcamın oğlu Haris’e yetiştireyim. Koşa koşa ona geldim, ne çare ki o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslim eylemişti...
Hayatımda birçok hadise ile karsılaştım, fakat hiçbiri beni bu kadar duygulandırmadı. Bunların birbirine bu derece fedakâr ve şefkatli halleri, gıpta ile baktığım en büyük iman kuvveti tezahürü olarak hafızama âdeta nakşoldu!..
" NE KADAR ÇOK İMRENİLECEK ÖZELLİKLERİMİZİ KAYBETTİĞİMİZİ, BU TÜR RİVAYETLERİ OKUDUKÇA İNSAN DAHA İYİ ANLIYOR."

Hiç yorum yok: