17 Ağustos 2008 Pazar

BİR GÜN GELİR



Bir insanı paylaşmak için yaratıldığını anlarsın. O insan yaşamına girer, kalbine, düşüncelerine, diline girer. Her şeyde onun iyiliği ve güzelliği için çırpınır durursun. Öyle bir savaşa girersin ki o insan için.
Çünkü kendini paylaşmaz, sadece onu paylaşmak istersin. Çünkü senin paylaşımın söz konusu değildir. Bu aklına bile gelmez. O insanı paylaşmak için, o insan için göndermiştir seni yaradan. Ve sen dönüp dolaşırsın o insanın kalp çemberinde, gönül evinde. Tek istediğin odur, ama bunu asla kendin için istemezsin;
O insan için istersin. Ve senin uğruna ölebileceğin o insan farkına varmaz senin.
Sense görmezsin bunu. Aldırmazsın ona. Elinden geldiği kadar yaşamaya çalışırsın o insanı. O insan görmez seni. Görmez, görmez, görmez... Öyle çok görmez ki seni, bırakıp gitmek zorunda kalırsın onu. Farkına varmadığı gibi senin etrafında olmanı da garipser. Senin onu yaşamana engeller koyar. Seni ona terk etmeye zorlar. Her haliyle. Sen ölürsün. Ölüp ölüp dirilirsin o zaman. Kendinle savaşım içindesindir. Ona en iyisini veremediğin için gücenirsin kendine. Allah'a yalvarırsın o insan için. Acılarını yüklenirsin o insanın.
Ama o insan acılarını yüklendiğini bilmez, kendi acılarında boğulup daha çok acı verir sana.
Ve o kadar çok kapar ki kapılarını sana sen onu bırakmak zorunda kalırsın en nihayetinde.
Ve evet terk etmek dışında bir şey yoktur sana düşen. Bir şeyin farkında değilsindir.
O insana veremeyişinde boğulup kahrolurken, o insan sana dönmeye başlamıştır.
Ve bir gün terk edip gidersin onu. Belki de senin terk edip gittiğin gün o seni aramaya başlamıştır.
Ve seni aradığı gün yanında bulamadığı için kahrolur, kızar insanlara. "İşte sen de onlardansın. Sen de bırakıp gittin. Hepiniz aynısınız" deyip küser insanlara. Oysa durumu bu konuma getiren tek şey onun seni zamanında görmemesi, gözlerini kapaması ve seni yanında istememesidir...
Evet, o insan terk edildiği için kahrolur ama bilmediği şey gidenin, terk edenin beraberinde götürdüğü kahırdır. Asıl o giden senin mutluluğun olmadığı için nasıl cebelleşmektedir kendisiyle bilmezsin. Senin onu görmemen onun için ne acıdır.
Ve seni ardında bıraktığı için nasıl acı çeker bilmezsin. Evet, yalnız terk edilenler değil terk edenler de acı duyarlar... Hatta belki daha çok acı duyarlar.
Ve sen sevgili... Sen beni terk etmeye mecbur ediyorsun. Öyle çok yorgun düştüm ki seni ararken. Evet, hayatımı ve canımı koymuştum senin yoluna. Sense dönüp gittin. Sustun. Seni paylaşmak için gönderildiğimi görmedin bile. Ben seni her halinle, her şeyinle sevmiştim. Ama biliyorum. Gideceğim. Beni bunu yapmak zorunda bırakacaksın.
Biz bir olmayacağız. Ve buna sen engel olmuş olacaksın. Gideceğim ama sanma ki sensiz gideceğim.
Seni kendimle birlikte götüreceğim. Ve yaşayacağım her anımda senle olamadığım için acı duyacağım. Öylesi bir acı olacak ki bu, ölüp ölüp dirileceğim bunda. Ve sen bilmeyeceksin. Belki de sen içinde "O herkes gibiydi. Terk etti beni" diyeceksin. Ben seni terk etmedim.
Ben seni seninle bıraktım yalnızca... Acı duyuyorum çünkü ben senin ikinci senin olamadım. Seninle olmayı beceremedim. Sendin bana kendini yasaklayan... Şimdi sensiz ne mi yapacağım. Seni var olduğundan daha çok seveceğim. Evet, vazgeçmeyeceğim sevdamdan. Terk etmiş olsam bile, bırakıp gitsem bile vazgeçmeyeceğim... Biz bir olamayacağız biliyorum. Çünkü bunu istemiyorsun...
Öyleyse gidiyorum ben... Gidiyorum

Hiç yorum yok: