11 Nisan 2008 Cuma

DOST

DOST
Dost..
Manası kadar söyleyişide güzel kelime!
Yunus;
Ben dost yüzü göremezsen
Bu gözlerim nemdir benim..der.

Kimdir dost?
Görülmeyince gözleri nemlendiren!
Her dost zannedilen dostmudur?
Ölçu ne peki;
Dost kötü günlerde yanında olur.
Sevgi gardaşıma
Saygı gardaşıma
Selam gardaşıma

Şu kısa dünya hayatında, dünya için sevilenler, arkadaşlıktan öteye gitmezler, gidemediler.
“Arkadaşlıkta zevkler ve menfaatler..” asıl olduğundan dostluğa basamak olamayan basit arkadaşlıklar, zevklerin zirvesinde eriyip gittiler..
Dost erimeyen ve eritmeyendir.
Dostluk dünyada başlayan ve cennette devam edendir..
Bizim için sıcak gözyaşları döker, o DOSTTUR!
O kimi an azgın çöllerde, kimi zaman gonca güller içinde. Rüyalarda hayallerde sevinçlerimiz, hüzünlerimiz paylaşandır... O kelimelerin mecburiyetten sıyrılıp, gözleri ile anlaşandır.
O istenildiği an kapısı çalınandır..
Hasretle ve tebessümle buyur etmeye hazırdır. Eviyle beraber yüreğini de misafirliğimize açandır..
Yazmak lazım.. Uzayıp giden gökdelenlerin söyleşip halleştiği, binlerce pencerenin cansızlığına bakmayıp, birbiriyle dertleştiği günümüzde, insanlar öz kardeşleriyle konuşamaz olmuşsa... Herkesin aradığı dost olmuşsa..
DOST DOST DİYE,ağlamak gerek..
İnsanız yalnız geliriz dünyaya, yalnız gideriz..
Medeniyet oyuncak fabrikası. Yalnızlıktan da yalnız kalmış çağımız insanını mutlu, mesut kılacak, oyuncağı bir türlü imal edemez... Edemez..
Ve onlarca gezegen hediye etse kullarına Yaradan, sorar Ademoğlu-hani üzerinde dostlarım?
Dostsuz dünyalar, gezegenler insana, nefret ettiği yalnızlıktan ve sıkıntıdan fazlasını veremez. Nerede yalnızlık? Ne kadar kalabalığız yalnız değiliz.. Diyemeyiz?
Kalabalıklar açmaz kundağımızı… Kalabalıklar bölüşmez uykumuzu.. Hıncımızı.. Kalabalıklar hissetmez aşkımızı.. Kalabalıklar paylaşmaz acımızı.. Mezarımızı..
Yalnızlığa dayanamayız..
DOST olmalıyız.. DOST bulmalıyız...
Bir adam vardır, koca şehrin ortasında yaban! Her gün cadde, cadde kalabalıklar yarar, dost arar... Bu benim dostum hepimiziz dostum, arıyoruz işte. Bulana kadar arıyoruz. Hepimiz aradığı o değil mi gardaşım.. DOST.. Kağıttan dostluklara isyan gönlümüz insanlarda. Aradığımız DOST. Ve isyanımız DOST.
Hepimiz aradığı o değil mi?
Hiç terk etmesin. Öfkesine de, sevgisine de razıyız demiyor muyuz?
İnancımızı, hıncımızı, davamızı paylaşan dost nimettir.
Madem bu insanlıktan uzak çağda, insan ihtiyacını zor elde eder hale gelmiş ve madem zor bulunan, yokluğunda feryat edilen kıymetlidir. Öyleyse dost, anahtarını cebimizde kaybettiğimiz definenin emsalsiz mücevheridir...
Kendimi ikaz ediyorum ilk önce kendimi.
Geç kalmamak.. Kaybedilen beraberliğin kabri başında eli böğründe kalmamak için yazıyorum.. Sevgisi ebediyete uzanan dostlar arıyorum..
Dostlar ayrılık vaktinde mi sevilecek?
Dosta duyulan muhabbet, hep son deme mi ertelenecek? Ayrılığın ufukta göründüğü güne mi? Beraberken insanlığa inanca hizmet davası için dökülecek gözyaşları, pişmanlık yüklenip, mezar taşlarına mı düşecek?
Dostluk yoldur, dost yolcu..
Gönül ''önce yoldaş, sonra yol ister'' Nasıl yürünür bu yolda, kim kimin koluna girer, kim fazla fedakârlık eder?
Dost bilir, dost bilir...
Biri ayrılır belki de yol bitmeden! Aman olmasın..
Bir dost, dostsuz… Bir yol, yolcusuz kalmasın..
Dostlara hayırlı dostluklar diliyorum

Hiç yorum yok: