7 Nisan 2008 Pazartesi

GÜL TUZAĞI

GÜL TUZAĞI

Tren kucuk bir kasaba istasyonunda yeni yolcularini almak uzere mola vermisti. Bunu firsat bilen saticilar ise trenin icine dolusmuslardi. Artik trenin ici tam anlamiyla bir panayir yerine donmustu, soguk ayran, limonata satanlar mi istemezsiniz,yoksa bir kalem alana bir tarak bedava satan isportacilar mi. Bana nane sekeri satmaya calisan yasli adami ise
hic nane sakeri sevmeme ragmen reddememistim dogrusu..Birazdan yanimiza ellerinde kirmizi guller ve karanfillerle koy kizlari dolustu. Karsimdaki orta yaslardaki adam bunlara hic kayitsiz kalamadi. Cuzdanindan para Cikarmak icin actiginda yere bir resim dusurdu.Ona alip vermek uzere yere egildigimde cok guzel bir kadinin resmini gordum.
"Sanirim guller esinize olsa gerek "diye gulumsedim. Adamin yuzu birden dusunceli bir hal almisti.
"Keske "dedi.."Keske oyle olsa idi." "Ben bir "Gul Tuzagi" na dustum" diye cevap verdi. Merak etmistim ne idi gul tuzagi Gene de soramadim. Birkac dakika suskunluktan sonra Soyle surdurdu konusmasini: "O oyle bir tuzaktir ki ariyi cektigi gibi icine sizi de tuzagina
dusuruverir.Artik savunmasizsinizdir gultuzagidir o.Gordugunuz ise sadece mis kokulu bir alem ve sizi ceken dusleriniz."
"Ya dikenler dedim peki o dikenleri goremez mi insanlar"
"Hayir" dedi "Goremezler. Oyle bir efsun vardir ki orada o mis kokularin
arasinda dikenleri dahi hissedemezsiniz"
"Peki dedim ya battiginda kanatmaz mi, aci vermez mi o dikenler"
"O zaman dedi is isten gecmistir.Birisi size bir gul verir ve sizse sevgi ile gulunuzu ellerinize alirsiniz O oyle buyuk sevgidir ki ne aci duyarsiniz ne de o gulun solacagina inanirsiniz.O gul hep oyle mis kokulu ve taze kalir sanirsiniz.Gul kurudugunda ise artik cok gectir. Tuzaga dusmusunuzdur bir kere.O dikenler Kalbinize birer mizrak gibi bir bir
saplanmistir ve o kokunun efsunu burnunuzdan gitmedigi muddetce Bir daha da asla cikamayacaktir ve size de baska hic bir cicek koklamayi men edecektir. O oyle kuvvetli Bir tuzaktir ki icine dusen nasil cikabilecegini asla bilemez. Cunku oraya dusen hic kimse yaralanmadan Cikamamistir "dedi.
Bu sirada tren kucuk bir koy istasyonuna varmak uzere idi . "Bana artik musade" dedi. "Ciceklerin sahibini fazla bekletmemem lazim. Yoksa bunlar solup gidecekler , boyle gormesini istemem.En cok gulleri severdi" dedi. Gulumseyerek. "Adi "Gulseren" di.Onu bir gul mevsiminde tanimistim. Bir gul mevsiminde de kaybettim. Ona onu ne kadar cok sevdigimi dahi soylemeden. Ne yazikki bir gul kadar da omru kisa oldu. Kokusu ise bir
omur boyu surecek" Adam indikten sonra arkasindan uzun uzun sevgiyle baktim. Burnumda ise hala gullerin kokusu vardi. Sevginin kokusu. Oyle ya herbirimiz etrafta birilerine soylemek istedigimiz ve soyleyemedigimiz agizda takili kalan kelimelerin agirligi ve belki de birilerine vermek istedigimiz dogum gunu kartlari ile dolasiriz . Gerci her ne kadar acilar gecici olsalar da sevgiler ebedi kalir. Hayatta ise hep hatirlarda kalan
aldimiz ve verdigimiz sevgi dolu duygulardir Aslinda belki de hepimiz icimizde sakladigimiz sevgi dolu yukleri aciga vurmararak agirliklarindan kurtulmaliyiz Yarin cok gec olmadan.
Guller henuz solmadan.

Hiç yorum yok: